Yoksa
son kez
dayarken o namludan soğuk avuçlarını
üşümüştüm oysa
cemre düşerken suya
hafızam kadrana asılı
mevsimlerden nisan'mı idi yoksa
yoksul
iklimin enkazı gibi velhasıl
hani gök yarılırken, yağan sığ yağmur misali
son kez uçarken güvercin
o mavi zerreye
şakağımdan silinecek mi dudak izin
yoksa,
yoksa yoksunluğun en sağır hasreti mi vuracak
sessiz bir yalnızlığın köprücük kemiğine
canım mı acıyacak yine
sözde kalan eylem misali, eylül'e bırakıp esareti
gidecek miyim
yoldaş ıssızlığında
dudağımda korkak ıslıklar
tutunup mazgallara
kış tünerken kuş bakışlarına
son kez
dayarken o namludan soğuk avuçlarını
üşümüştüm oysa
cemre düşerken suya
hafızam kadrana asılı
mevsimlerden nisan'mı idi yoksa...
Şakağa konan o dudak izi hiç unutulur mu kolay kolay. Kutlarım...😅