Yoksul Serinlik Vurur
kızılca urganlara bağlanınca, güneşin fevri
yoksul serinlik vurur
göğsüne zamanın
babadan kalma hırkalara bağlarsın serseri yelleri
sağılır kırlangıç sütleri kuş yuvalarında
mevsimini unutursun şarkıların
kaç iklim kaldı geriye
kaç içim sıvanası çıkmış sigara
bir yudum tebessüm dudağımın çukurunda, gel öp
gel de öp karanlığımı
tam köşesinden
diplerimden kopsun kıvılcım, varsın yangın olsun
yansın el alem masallar, çalı çırpı ne varsa
kül yağsın ya da
ya da yıldız
kaldırım taşlarına dökülsün ışığın bin tonu
bin bir gece masalları uyuturken
şehrin kundaklarını
ninniler serilsin yere
çarşaf misali
dut ağaçlarını sallarken, kınası sönmüş avucunda eski bir gelinin
kozalarından kalksın
ölü kelebekler
kış rüzgarıyla
ipek tükürsün yine
yeni yetme böcekler
cumbalar açılırken, gözlerini kaçırıp köşe bucak...
gel de öp karanlığımı tam köşesinden diplerimden kopsun kıvılcım, varsın yangın olsun🤐😙🤐
Üstadın yüreğinden kopup gelen kelimelerin ardında ateş topuna dönmüş bir yürek çağlamış takılı kaldım ben '' karanlığın tamda köşeşin de..'' üstat kaleminin izi silinmesin ..😙👍