Yoksunluk

Binlerce yerimden vuruldum her gün
Gün doğdu ve bir kere daha ağladım
Şiirlerine şapka çıkardım şairlerin
Her dizede çaresiz, yüreğimi dağladım..

Pul pul döküldü dudaklarımdan
Aslında hiç çıkmaması gereken binlerce kelime
İnadına dedim, yaşamanın
Tüm dallarını ellerimle seveceğim
İnat ettim, sonunda
İmdat dedim

İmdat!
Çığlık çığlığa martı kuşları
Kanatlarımda yarasaların uykusuz akşamları
Acının tarifsiz yoksunluğu
Terk edilmişliğin direnemediğim
Yoksun'luğu

Yoksunluk!
Kusar gibi nefretini duvarlara
Rengini griye boyar gökyüzü
Bavulunu toplayan çocukların giysileri
Fermuarlardan sızıyor hala
Sevgim gibi

Uykuya dalmak bir rüya
Yağmur sesleriyle uyanmak bir gece yarısı
Karanlığın acımasızlığından çekinmemek
Gök gürlediğinde ellerini yastığın altına değil
Sevdiğinin ellerine değdirmek

Hayal..

Yaşamak, yirmi yaşında bir gencin
Kafasında saç kalmamışken hem de
Gözlerinde yılların acısı
Gözlüklerinde hep parmak izi
İnsanlar oymasınlar gözlerini diye, tanrı
İki tane daha göz eklemiş gözlerine
Oyulmuş yüreği
Anlamamış, insanların sevgisi
Oyunmuş

Alıştım
Eylül'ün tüm hüznüyle çökmesine
Yapraklarını yağmurla döktü ağaçlar
Kirpiklerimi göz yaşlarımla rüzgara akıttım
En yakınında bile ışığın
Ben hep karanlığa yakındım.

Yakındım!
Ölüm bile kurtuluşken
Yaşamaktan yakındım
Yıldım ve yüreğimde
Şimdi koca bir yıldırım

Nabza göre şerbet dediler
Nefes alıyorum diye
Bir kere kalbimi dinlemediler

Nabzım hiç durmadı
Hayallerimdi ışığa veda eden
İnsanlar kalbim sandı..

07 Eylül 2017 240 şiiri var.
Yorumlar