Yol Ağrısı
riyakar zindanların ebedi suskunluğu çınlıyor kulaklarımda
dünya dört duvar,
ve insanoğlu bu dört duvar arasında kanlı-bıçaklı
kanayan topuklarımın acısını unutup koşabilsem barışa
ancak o zaman diner bu yol ağrısı
ihanet çemberinin ateşi parlıyor avuçlarımda
dünya ateşten bir çember
ve insanoğlu, söndüreceğine daha çok körüklüyor alevleri
yanan avuçlarımın acısını unutup engel olabilsem bu yangına
ancak o zaman söner bu cehennem ateşi
dudaklarımızda gül yarası
ve ezelden beridir aşina olduğumuz o hain kavgalar
oldum olası,
kanatmışız bir yerlerimizi kördöğüşlerimizde
acıtmışız her yanımızı
insanlığımızın tükenmişliğine gülmüş de kargalar,
inanmadığımız halde savunmuşuz masalımızı...
sanki bütün erdemlerimizi doldurup bir çuvala
mezara gömmüşüz de,
gözlerimizde hırs
ağızlarımızda salyalar
toplanıp mezar başına
?iyi bilirdik? demişiz iyi huylarımızı,
sahip olduğumuz zamanlar...
insanlığımızın tükenmişliğine gülmüş de kargalar, inanmadığımız halde savunmuşuz masalımızı...
dogru söze ne söylenirki
ne desen haklısın tuncay kardeş
anlamlı bir şiirdi tebrikler 👍