Yorgunluğuma Konan Kuşlar

Ölmeliydim yorgun ve genç bir şair olarak

Keşke bir Suriyeli olsaydım

Kan gövdeyi götüren

Olabilseydim bir mücahid

Davası uğruna ölen

Olabilseydim bir çiçek bu dünyada açmayan

Duymasaydım çocuk seslerini


Atın rüzgarı estiği yer şimdi benim kalbim

Güvercin kalpli kadınlar geçerdi yanımdan

Aşklar sorulurdu gövdemden

Kızıl saçlı kızlar ve atlar kadar güzel

Kızların bedduasından yapılan bir şeydim ben

Ah almaya hevesleri vardı inançlarımın

Benim ellerimdi

Geceyi kanırtan, acılar yükleyen

Ellerim

Ellerim

Benim en güzel düşmanım

Kırık bir şeydir ellerim

Siz yorulmayı nerden bileceksiniz


Tutunduğum dal kırık

Yalnızlık mı o hani

Herkesin içinde bir ukte

Cabbar, isyankar olan ben

Yorgun ve yamalı gövdem

Yazık ki

Alnımın akı bulanık

Dünya beni kusmayacak

Bir yunus gelmeyecek bize aklımızı başımıza getirecek

Keşke müslüman olabilseydim

Adalet deden duygu da yalanmış

Meğer herkesin kendine göre terazisi varmış


Kimse yok şimdi yanımda

Anam yok

Beni sevecek güzel bir kadın da yok

Erkekler yalnızdır

Yorgundur

Yaşadığım ellerimden anlaşılıyor

Yüreğim

Aslan kadar aslan

Ceylan kadar ceylan

İçimde

Paralel bir şekilde yağıyor yağmur ve çocuklar

Benim yürüyüşümdür o taşların kalbini incitmeyen

İsyanı körükleyen

Benim yürüyüşüm

Benim yürüyüşüm

Elbette ihtiyaçtır çocuklar için

Ölümüm de ihtiyaç olacaktır kalleşler için


Uykulara onu öldürmek için yatardım

İnsanlara aşağıdan bakan bendim

Yağız bir ağaçtım tarlalarda

Yaşamak intihara vururken yaz akşamları

Acılar paylaşılırken

Yalnızlığın kırıldığı yerdeyim

Keşke bir yorgunluk olsaydım

Herkesin içinde kanayan


Bilmedim

Hangi sesdi o bizi burkan

Ne bir ezan ne bir selâ

Tahammül

Ezana, namazda okunan kıraat ve imama dahi kalmadı

Şarkılar kadar yalan ve nakışlı dünyada

Ah bu şarkılar ve kadınların gülüşleri

Ne kadar gösterişlidir değil mi

Bizi öldüreceklerin arasında


Kadınlar

Kadınlar

Başörtülerinden anlaşılıyor ki

Saçlarının önünden, diplerinden

Cehennemin dibine akan bir umman var

Din ve ahlakın olmadığı bu çağda

Yaşamak elbette lanet bir şeydir

Dünya ki

Sadece param yok benim

Yaşamak

Bende ki borçtur çocuklara

Kimse bilmesin kuru soğanın o güzel tadını

Keşke parası olan bir köle olsaydım


Kırık bir şey daha ne kadar kırılabilir

Ufandıkça dağılan ve biten bir şey değil bendeki

Yorgunluğuma konan kuşlar


Ömer Altıntaş

08 Mayıs 2021 127 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (6)
  • 2 yıl önce

    Fırtınalar gibi esen, ırmaklar gibi çağıldayan bir şiir. İmgelemi de çok güçlü. Ömer Altıntaş, gencecik bir şair; çok umut veriyor yazdıklarıyla.

  • 2 yıl önce

    Şiirlerinizdeki kadın algısına şerh koyarak, kutlarım kaleminizi. Yorgunluğun da cinsi olmaz halden bilene, sevgiyle.

  • Dost olur insanın yorgunluğuna konan o kuşlar. Tebrik ederim Ömer Bey. 🍀