Yorgunum

günlüklerim
yazılamayan dertlerim
benimle sırdaş
çalışma saatlerim
yollar bekler beni
metro
otobüs
dolmuş
erken saatlerde düşerim
tedirgin yalnız
ürkek halim
sabah her sabah
kah yağışlı ıslaklık
kah alacakaranlık
bir kenar süsü gibi
gölge ışık
her gün kırılıyorum
her gün büyüyorum
insanlar insanlar
yorar tüketir beni
bu kadar duru ve yalın
hayatımla üzülüyorum
bir gün daha bitiyor
sıradan bir dönüş başlıyor
yine alaca karanlık
başlıyor
yolun çekilmez sıkıcılığı
insanların buzul ilişkileri
her durak bir umut gibi
yorgun bedenim yorulur
oturmaya yer yoktur
kalabalık kalabalık her yer
gözlerim kapanır gibi
kapanmaz
yarım olur hayallerim
gözlerim çocuk gözleri
masum ve yalnız
siyah beyaz fotoğraflar kadar
sessiz
eğildim kaldım
hala uzun yolun içindeyim
elimi tutmaya hazır sevgili
hızır olup yetişmeli …
07.10.2019 / çengelköy