Zaafım Var Şiir(ler)i

1.

ah benim acar sevgilim

bilsen neler oluyor ayrıldık ayrılalı

ne tezgâhlar kuruluyor canı çıkası hayatıma

devlet erkânı beni dut gibi silkeliyor

statüko yandaşları ve modernistler

onların ortodoks bağlaşıkları

onları devlet yapan kuru-kalabalıklar

ilmihalimi bozdular bozduklarınca

zürriyetimi darmaduman ettiler


cemaziyülevvelimi bilirsin benim

tövbekârlık kimliğimle çatışır

bütün meridyenlerde paralellerde

hükümransa nihayetsiz birer hezeyan

popülist devrimcilerle polemiğe girmekten

bitap düşmüşse kalbim

sen yoksan

ben iskânsızsam

bu coğrafya ceberrutsa

gına gelmiş, ziftlenmişsem buralarda kalmaktan

aşk'a ve ayrılığa zaafım var, demektir

git beni deşifre et akıl-ötesi diyarlarda


sağ cenah salya-sümük saldırsın

sol cenah hallaç pamuğu gibi atsın ruhumu

ümmetim hakir görsün

milletim milliyetçi sloganlarla dağlasın

feryat-figan bedenimi

lâikperestlere kalmam nasılsa

zira ben ayrılıkların militanıyım

tökezleyen aşkların sempatizanı


bütün gemileri yakmaya talip

bütün köprüleri uçurmalara

gönül vermiş bir fedai olarak

güz'e durdum ay-ışıksız ayetlerimle

abdestsiz ve delilsiz namaza durdum

güç durdum, göç durdum, suç durdum

aşk'a ve ayrılığa zaafım var

para-tanrıcılığın arenasında


sensin sakarlığımın sebeb-i hikmeti

şimşek yalımıyla geçtin ömrümden

karaçalılara çarptırarak tenhalığımı

madem ki öyle

kırılma noktalarında kaynıyor hayat

travmalar televoleler paparazziler

herkesin logos'unda kara bir leke

bırakarak geçiyor reklam panolarından

şiiriyetin mitos'unu yırta yırta geçiyor

git beni pitoresk bir acıya tercüme et

aşk'a ve ayrılığa zaafım var, anlasana!


rüzgâr cevaz vermiyor seni sevmelerime

sen cevaz vermiyorsun

yalınkat ifâdeler, tâciz olmuş düşlerle

rahmetine taş yağmış şizoid zamirlerle

kalakalıyorum öksüzlüğümün panayırında

tren raylarına bakmak ölmek gibidir

burda: keder, absürd rüya, ironik zekâ

resmî ideologlarca şifrelenmiştir

-eşkâlimi çizen kim mafyatik adamlara?-


çekip çekip gidiyorsam ömrünün berzahından

kendi irademle değil

hamarat olduğum görülmemiştir

her rahvan at ikizimdir mi, desem

koşumlarım da sökük, kötü mahmuzlanmışım

yeltenemem rüştümü ıspat etmeye

ama göğü seyrederken sırtımdan vurulmaya

âşinayım bir o kadar serdengeçtiyim

aşk'a ve ayrılığa zaafım var, anlasana!

2.

ben bir infilâk

ve bir yıldız kayması olarak

kaldıkça dünyalıların karnavalında

sana sükunet

sana yaşamak

en basitinden haram

en hafifinden yasak


gitmeliyim, gidersem dünya hareketlenir

bütün bütüne dellenir genç kızların memeleri

küt küt vuran kalbimizin kırılgan fanusuna

çocuk çığlıklarından püskürttüğümüz

-arsenikten ve petrole bulanmış öfkeden

ayıklaya ayıklaya püskürttüğümüz-

o naif o saydamsı akşamüstleri

onlara ilişkin rivayetlerle

tutuşa tutuşa güzelleşen pencere camlarının

bir şiirin mısra-ı bercestesinin

anısı düşer belki


sakın kal deme bana

yağmurum yazıklanır, rüzgârım ürker

kaldıramam bunları

beni büyüten kasabayı tüberküloz işgal eder

yeni fuhuşlar yaşanır finans merkezlerinde

iğva ve intizar ayyuka çıkar

sakın kal deme

saçlarımın isyanıyla bire-bir cenkleşemem

kaldı ki başka şeyler

demiryollarının demirden yalnızlığına

vefa borcum var

silip geçemem

hadi farzedelim geçtim bunları

aşk'a ve ayrılığa zaafım n'olacak

kanar da kanar


baksana akarsular akmasını unutmuş

kuşlar yabancılaşmış kendi kanatlarına

kutsalı yok kimsenin

markalı giysilerden mobilyalardan başka

aşk'ta bile arz-talep dengesi aranıyor

dönüversek yüzümüzü

yeryüzünde bir iyiliği beklentisiz başlatacak

bir elem duygusunu şekvasız ağırlayacak

bir kibrit çakımına, iki insana

körkütük basınçlardan kötürümleşiriz

dökülürüz oracıkta

dağılırız tespih tanelerince

ne trajik ne kepaze dünyadır

yolcusu yolcuya benzemez

hancısı hancıya


terk etmeye doyamadığım sevgili

sözüne güz

güzüne köz yığdığım

bezdirdiğim azar azar

dinle beni

sana bir mitoloji bırakacağım

sana karaşiir'den ihtilâl bildirgesi

öyle çekip gideceğim kalbimi yonta yonta

ardımda demet demet yolunmuş gül kokusu

aşk'a ve ayrılığa zaafım var, anlasana!

3.

a/

bir dağ kırlangıcı olsam

sonsuzluğa açılan esrarengiz atlasında aşk'ın

uçsam uçsam uçsam


dağınık güz..beni senden sorsalar


bir uzun yol şoförü olsam

dudaklarımda açlık orucunda yitenlerin ağıtı

gitsem gitsem gitsem


bulanık söz..beni senden sorsalar


bir kır çiçeği olsam

yaprağımda yurtsama, ayrılığın sızısı

koksam koksam koksam


ve savruk yaz..beni senden sorsalar

b/

sevgilim üzme beni, çok seviş yangınımla

aşk'a ve ayrılığa zaafım var, anlasana!

4.

sevgilim benim, okunaksız su'yum

bana bahşettiğin acı var ya

yamacımda dursun o

kavuştağında dursun sonuncu şiirimin

ışığını tanrıların cabbarca söndürdüğü

yıldızımın yanında

aklımı çelsin

hasadımı dağıtsın ömrü dağınıklara

vaad edilmiş toprağını ilhami çiçek'in

nilgün marmara'nın: o dünya sürgünü'nün

sergüzeştini anlatsın bana

debisini bir türlü boşaltamayan ırmağımın

kendini taştan taşa vurmalarından

yan anlamlar türetsin

yetinmesin bunlarla

pimi çekilmiş el bombası nasıl durursa

öylece dursun

mayakovski-lili brik sevdası'nın alnacında

pastoral bir sevinç gibi

bir eğretileme gibi neden olmasın

dünyayı ateşe verdirmeye eğilimli


bana bahşettiğin acı

saklanacak unutma

bayrakların devletlerin hilâfına

hararetle saklanacak

emek sarf edilerek elde edilmiş

her lokma ekmeğin her yudum suyun

bizzat hatırasına

kalbimin arşivinde kayıtlı kalacak


sevgilim benim

haram dilbilgisinden helâl süzdüğüm

yamacımda dursun acı, cevval gideyim

başka bir aşkla çarpılmak için

-ötelerken beni dünya-

aşk'a ve ayrılığa zaafım var, anlasana!

5.

saklanmış ömrüm!

bir papatya yaprağına saklanmış ömrüm

seni ne çok karman-çorman etmiştir

edepsiz akşamüstü kızıllıkları


ilkyazlarda yarım-yamalak düşlerin çınlar

yazlarda duygularını yıkıp yıkıp kurmaların

içinden her güz bir yonga koparır

dilinin sürçmeleri çoğalır kışlarda


öznesi yüklemiyle zıtlaşan cümlelerden

kül'ün künhüne varmayı denerken

öksüzlükler biriktirdin dağarcığında

kaos'taki trajedik gülüşü gördün


kızışan, kızıştıkça kokuşan hayatta

sen bir diyalog bile değilsin

nakkaşların ince-keder uğraşısına

dönüp-dolaşıp gömüt taşlarına çıkar yolların


gene de sevgilimsin saklanmış ömrüm

beni aksak-köstek geliştirensin

nihilist teorilerdeki itici gücüm

aşk'a ve ayrılığa zaafım var, anlasana!

6.

ateş hattındayım ben

imbikten geçirilmiş eylemlerin hattında


aşk'a batık bir yarısı yüzümün

öbür yarısı ayrılığa


hem yoksun, hem yoksulum; mülteci ve batıni

bir tek gül'ü kurguladım yaşadığımca


senin olsun al bu sabah serinliği

erişemediğim arzular yetişir bana


öğle esenliği, ikindi dirliği

bir yılanın derisini değiştirmesi..

al bunları da


akşam kızıllığı ve yatsı sessizliği

imsak vaktindeki ilham perisi

senin olsun hepsi boyluboyunca


beni biçimlendirirse bir dağ biçimlendirir

kekeme gençliğim ve daüssıla


ey sevgili, dil'imin deva bilmez eczacısı

aşk'a ve ayrılığa zaafım var, anlasana!


(*): Eksik Kırlangıç kitabımdan, 2014

12 Mayıs 2019 233 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 5 yıl önce

    Sözcükleri giydiriş ustalığı mükemmel ayrıca da hatasız bir imla yazılması elbette şiirin değerini de yükseltiyor Kutlarım efendim