Zaman Dursun Bu An'a
Zamana düğümlediğimiz uzun bir masal
telvesinde çakır keyif düşlediğimiz
yüzün yüzüme düşerken her hecede
hep bir yanı eksik kalır sözcüklerin dilinde
suyun yüzünde, göğün evinde, yerin sesinde
bitmesini istemediğimiz isterik bir zaman
o zamana düşsün yelkovan ve akrep
tik tak lamasın hiç bir salise adımlarını
çerçevesiz pencerede resmediyoruz ayı, güneşi
rengin saçlarında demleniyorken yüreğimiz
ellerimiz bahar telaşında, yüreğimiz gül tomurcuğu
teyellenecek onca anı var şimdi göğümüze ilikleyeceğimiz
sayfalarca yaşanmışlık sarmalar tenimizi
biz adanmışlığı kutsanır her hücremizde
yüreğimizin toprağına düşen cemreler filizlenir
cennet kokusunda gülüşün, durdurur bizde zamanı
su gibi sarılırız bize,
bize ait bir dünya,içimiz dışımız bir
sağanak bir ateşin tutkusunda dize gelir
dudak büktüğümüz ne varsa...
çok sonra gelen ve hiç bitmeyecek olan biz
yaşamın ritminden bağımsız,
kendi ritmimizin sesinde nefesimiz
imbatında yakamozlanır serçe yüreğimiz
miski amber kokusunda örtünür gece
uçsuz bucaksız göğe uzanır sarmaşık ellerimiz
dursun zaman, dursun dünya yana, yana bu an'a...
10/03/23