Zamansız Aşk

Aşksız bir gecenin bitiminde doğdu edilgen ruh ve üç dilek diledi tanrıdan
-masum olmayı
-aşık ve
-bezirgan başı olmayı......
Diledi tüm günahkarlığıyla.
Arsızlığının ardına saklanıp dua etti
Yıllanmış canlı bir şarap gibi uzayıp giden dallarına tutunmuş
Yalnız bir çınarın gölgesindeki gönül sandığında...

Sandığı değildi elbet...
Çok daha fazlasıydı.....



'Yıllanmış bir şarabın sarhoşluğunda dönmesi başının, başka bir şey olsa gerek' diye düşündü, ya da sırtını ulu bir çınarın gövdesine dayayıp yılların eskitemediği gölgelerin gölgesinde ruhunun bedeninden çıkıp uzaktan beden denilen kan et ve kemik yığınına bakması daha başka bir şey olmalıydı. Sarhoştu belki de aşka varışın son dönemecinde yakalandığı zaman-ı seda yakalamıştı onu tam da yüreğinden.

Ramaktı aşka.
Azdı, azalmıştı, doğuracak, çoğalacaktı ve yaşamadığı yılların anı hazineleriyle ve oradan aşırıverdiği zümrüdü anka'nın tüyleri gibi dökülüveren kızıl yapraklarla gizleyip tanrısal emzirenleri, göğüslerini saklayacaktı mor dalgaların sığlığına.Bir bebek düşecekti rahmine adı aşk olan ve ruhunun esirgenmişliğiyle beslediği ve besleyeceği adamlar düşecekti usuna.Hiç vazgeçmeyecekti aşık olmaktan...



Ve şiir dedi tek bir ses, solo.



Aşka ramak kalmışsın
Almışsın heyeti umumiyenin olurunu.
Ve ne kadar düşmanın varsa fazlası dostun...
Hey !!!!!!!!!!!!!
Sana sesleniyorum....
Koparıp attın kendini
Ve yırtıp attın müsvette imzalı aşksı düşlerini.
Temize çekme sakın
En babasından et küfürleri.,

Ruhu bebek, ruhu ermiş ve erecek: babalar, yiğitler, babayiğitler bekliyor seni...
Sadece kıyıda...

Yine küfret ve dağılsın sahte büyü
O kalabalık beyazlıkta
Yüzün ak
Ruhun daha da ak
Hey ...........
Bak!
Aşkım, aşk gülüm.......
Ölüm değilsin artık,
Bırakma kendini dalgalara
Ve sor git bulutlardan ve defet arsız dalgaları toprağından
Her ak beyaz değil ve her kara siyah
Unutturma usuna
Durma!
Doludizgin........................



At doru
Duru bir aşkın kenarında çoğalt kendini.
Doğur ...
Ölmeyeceksin korkma
Çoğalacaksın
Duru bir ırmak gibi.
Çakıltaşlarına üflediğin uğurun gibi aşk



Ve doludizgin giden atların gözlerinden dökülen sevda yaşlarında saklanacak gözlerin ve yelelerde temize çekecek kendini aşk,yine.......

Uzun saçlı adamların çekingen , aşksıl ve yüreğini dağlayan sessiz suskunluklarından doğan bir esi sesi gibi esen rüzgarla alacaksın nefesini
Doğacaksın.
Daha diri, daha diri.
Ezber etme gurbeti
Aşk bu; kapıyı çalan,
Vazgeçme
Onun gözlerindedir lav
Ve hilal, beyaz gecede.
Ruhuna dokunan son ay ışığı sonatında teslim ol ve tavaf et aşkı, aşkta
Belki de o son kıvranışta.
Unut günahlarını.
Bil!
Tanrı çoktan unuttu.
Sev!
Sevilesisin
Yüzünde tatlı bir gülümseme
Doğur kendini...

Çoğulsun
Bilesin


Doğur kendini kendinden
İşte bak,
Yalnız değilsin....


5 Temmuz 2010/sinop

05 Temmuz 2010 244 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (5)
  • 14 yıl önce

    Şahane....Yürekten kutladım.Selam,saygı...

  • 14 yıl önce

    en güzel aşklar apansız çıkagelenlerdir

  • 14 yıl önce

    Ruhuna dokunan son ay ışığı sonatında teslim ol ve tavaf et aşkı, aşkta Belki de o son kıvranışta. Unut günahlarını. Bil! Tanrı çoktan unuttu. Sev! Sevilesisin Yüzünde tatlı bir gülümseme Doğur kendini...

    Çoğulsun Bilesin

    Doğur kendini kendinden İşte bak, Yalnız değilsin....

    yine bani aşan dizeler

    tebrikler gülgün aydına

    bir gün mutlaka çözeceğim
    bu güzel şiirlerin sırrını

    kutluyorum

  • 14 yıl önce

    Beni ağlattı sizi bilmem..............................

  • 14 yıl önce

    Uzun,akıcı,derin ve aşk a ramak tı.belli ki çok emek verilmiş şiir kusursuzluğu için.teşekkürler,...