Zarf Tümleçlerinin Yerine Kendini Koy Anlarsın

* * *
Kendini beğenmişliğiyle yalnızlığa kürek çekerken civelek
Kaldırım kenarlarındaki mazgallara takılmış
Sel artığı ayak olduğunu unutur
* * *

-I-

Ağılanmış bir köpeğin yerlerde ciyaklaması
Hoş bir görüntü değildi

Aklımda çocukluk yıllarımdan kalma
Görüntülerdi içimi yakan yürürken emin adımlarla
Kayboldum güneş tutulmalarında

Yarda yalpaladığımı anlamam çok sürmedi
Yazık ettiğim bir ben miydim, hayatımı hiç eden
Yoksa
Beraberimde bir çok hayatı da parçalayan mıydım
Düşündüm
Ki
Böylesi bir sızı ile kalp
Ve
Zihin neyi sağlıklı yapar,
Kolay mı hiçliğin tanımlanması hiçlikte yalpalayan beyinlerce

***

-II-

Sanrıların eşliğinde sürüklenirken
Vazgeçilmezlik güdüsüyle yanılgıların gölgesinde
Azamet saçmalama esritmelerimle ben böyle taş gibi
Dikilip yol kıvrımlarında
Gelen geçen masumlara tuzak kurmalarımı hatırladım da
'Eyvah!' bile demeden
Bir daha
Bir daha
Diklemesine saplandım paslı bıçak gibi derinlere

Çıkılası gibi değildi sonum
Sonsuzluk karartıları gölgesinde debelenirken
Geçiverdim bir bir gayyalardan yuvarlanarak işe yaramaz taş gibi

Ardından
Bir sürüngen egosuyla tinselliğini yok sayan saygınlık uğruna
Kitabi bilgilerden kopmuş kitapsızlar arasında kalınca içim cız etti
Gecikmişliğin getirisi mi yoksa benden çalınan mıydı bu hayat
'Bana yetti,' derken her şey daha yeni ve daha büyük külfetti


Kimi, zamanın durağanlığında yol alırken sonsuzluğa
Kimi, 'zaman benim,' dercesine kazınır taşlara
Ve kimi de
Zaman aşımın kavramış olarak mekânsal boyutlardan taşar
Taşkın su gibi
Sel olmadan
Yıkmadan
Rahmet getirircesine zaman üstü zamanlara münhasır
Sezginin gücünü asırlar öncesinden
Kavramış olanlardan olmaya meyletmiş


Haki zamanların toprak dokusuyla
Gül kokuları içinden geçerken
Gökkuşakları ana renklerine bulanmak
Kaybolmadan öz dünyasında
Gerçeği abartısız ters yüz etmeden ağlamaklı
Kimi zaman hüngür hüngür bir sesle
Kimi zaman içten bir tebessümüyle günlerin
Burukluğunu üzerinden atmaya koyulmuşlardır

***

-III-

Hadi çek arabanı hareket vakti geldi
Suladınsa atlarını yemlerini verdikten sonra
Birkaç menzil durmadan gideceksin
Yelken açmış bahirdeki gemilerle yarışırcasına


Kaç zamandır bekleyenler var
Durma hedef ilerde
Sarkaç sallarken zihnini yoğurarak kalbinle
Yürüyeceksin yerde
Ve belki de yüzeceksin gökte engin mavilerde


Belirgin zamanları belgisiz sıfatlarla betimlemek neye yarar
Zarf tümleçlerinin yerine kendini koy anlarsın
Tümleyen mi, tümü-bozan mı olduğunu
Zamandan önce sustuğunu
-Ki
-Sen, tüm zamanlarda varsın


........ Kemer/Antalya, 12.07.2012...