Zarif Bir Paradoksun Esareti

Her birimizin bin mahkumiyeti var, müebbet kararı vermiş birinden!
Öyle ya, bir suça iki ceza yoktu hani,
Atıp tutmak kolay adalet dilinden!

...
Ağırından bir matem sararken, biz köşe başı haytalarını,
Her giderimiz mevzuya değil, hüzne de akardı bazen.
Ah, şu sevda belası yok mu, sanki demir pranganın topuzu!
Aç kalınca karnını, uçmaya yeltenen yüreklerimizle doldururdu.
Bir dönüş, her defasında bir öncesine, dedikleri şu şey;
Zarif bir paradoksun esaretine, teslim olmamızdı sadece.
Pişmanlık, dönmekmiş gerektiğinde yalın ayak,
Bırak onu, seve seve boğulmak imiş kendi tükürüğünde, bak bak!

?'Güneş mi doğar dünya'ya, dünya mı döner etrafında?''
-diye başlarken akşam üstü,
Bir birini takip eden vagon misali, sürerdik gece boyu!
Finaller malum; akıl tutulmaları ve uykunun dibi saatler,
Evde şimdi validem, sabahı sabah eder.
Kızarmış gözlerimizin pencereleri, ağır ağır düşüyorken önümüze,
Başlıyorduk bahanelere, bahaneler bile katılarak gülüyordu halimize!

Biz uyumuşuz birbirimizde, ve sessizce devriye atarken mavilim;
Bir elinde telsiz, bir elinde fener, ve belinde kelepçe artizzzin!
Ah, bir dile gelip anlatsa ya, bileğimizdeki o sıkı hatıralarını aleme!
Anlatsa da bari bir işe yarasa, ne racon kaldı, ne de caka!

...Derken, bir serüven ile kandırıldık!
?'Acıtıyorsa hayat, tadında bir sayfa aç!''
Açtık açmasına da, bu kez de dilini bilmediğimizden okuyamadık.
Şimdi, en baba zorlukların sağanağında ıslanırken biz,
Ey kendisine ''şemsiye'' denen alet!
Açılamayacağın yerde ne ararsın? ... ..

27 Kasım 2012 45 şiiri var.
Yorumlar