Zaruret

ben şimdi
boğazımda boğduğum bir çığlıkla
böylesi sağır susuyorsam
bilin ki korktuğumdan

itirafsa itiraf
korkuyorum işte
hem de en insancasından...



korkuyorum
doğunun tam ortasında kaynayan kazandan
ve etrafında yamyam dansı yapanlardan....

ihaneti bayrak yapıp sallayan
ve cehalete alkış tutanlardan....


güneşi balçıkla sıvayıp
ampulle hayat bulanlardan




korkuyorum
her şeyi gören pörtlek gözlerden
ve kocaman kulaklardan


bir gece vakti ansızın çalınan
hatta kırılan kapılardan...

karanlıktan
hep
daha karanlıktan...
uğultular içinde
sese hasret kalmaktan


korkuyorum
baskının zulmün
ve ağır ağır gelen işgalin
ensemdeki hırıltılı soluğundan....




faşizmin dini çok
amma allahı hiç yok

öyle bildim
ispanya'da lorca'dan...
bursa'da nazım'dan...
ve metris'in hala ağlayan duvarlarından...



hülasa
korkuyorum
eli uzun
kirli ve kanlı sam amca'dan




şu fakire bir umut
karanlıklar ardından
yoruldum
boğuluyorum susmaktan