Zaruret-i Yitik
Uçan Bir Tüy misali emanetler
Yükü ağır
Cezası kesilmeden kıvrılır tenler
Telaş içinde hengâmede can
Yağlı bir duman üflenirse içine
Ve nihayet
Sonsuz bir yolculuğa doğru uzanır kollar...
Ekilen Bahçeler vermez meyve
Zamanın hınzır bakışlarında
Kökeni bozulur tohumların
İnsanlar çamur kokar
K o k u ş m u ş kozmos
Senaristi iblis, Yönetmen insan
Kelepçeli melekler haykırışta
Kanı emilen kâinat
Çelimsiz bakışlarda...
Terazide tartılır kir ve temiz
D u y u l u r
Ve sonra
Duyulmaz siren sesleri
Yorgun ruhlarda hazan
Mizanda b e k l e y i ş l e r...
Avını pençeleyen bir kartal
Düşünceler sinsice
Bırakmaz melanet
Ki ezik tüm simalar
Yoksa bulaş-kan mı?
Kördür nefsi arzular
B e d e l s i z d i r.
H ü k ü m s ü z d ü r.
Biraz deli Biraz densiz
Arasat ki o kadar betimsiz...
Samim ölü dualarda
Yıldırımları nifak
Fitne ve Fesat
Bölük Bölük kafileler
Sırata seferdeler...
Boğazım tıka basa kılçık
Kefenler de sarılı ölüler
S o ğ u k
Kabir bir yılan çukuru
Etler kurtların istilasında
Ölümlerden düşen ceninler gibi
Bir Bir dökülür toprağından
Dirilirler çırılçıplak...
Şimdi
Yolculuk sırata doğru...