Zıkkımın Kökü
Sana olan hissimi gerek görmem beyana;
Ne söylesem az gelir sözlerinden cayana;
Sitemim sana değil aklına uymayana;
Çektiğimi sorarsan karınca yükü kadar;
Gözlerimde değerin zıkkımın kökü kadar...
Zapta geçen ederin sanma ki beni yıktı;
Yüreğim yaz dedikçe kağıt kalemden bıktı;
Cebimde beş kuruş senden hayırlı çıktı;
Budur hükmün günahı sitemin hakkı kadar;
Gözümdeki değerin zıkkımın kökü kadar...
Yüreğine dert olsun 'Konuş' diye baktığın;
Son damlaydın nihayet yol bularak aktığın;
İlk kez değil son olmaz güya çelme taktığın;
Kıymetini sorarsan, gecenin akı kadar;
Gözlerimde değerin zıkkımın kökü kadar;
Davetine uyup da gelirsem iki olsun;
Bırak gönül kadehi senden ziyade dolsun;
Figan ile beslenen kahır çiçeğin solsun;
Senin feryat ettiğin derdimin teki kadar;
Gözlerimde değerin zıkkımın kökü kadar;
Gönlündeki 'Ben' varya bela okur başında;
Lakin sana sorsalar hüzün saklı yaşında;
Uzak olsun bir ömür benden gözün, kaşında;
Bedel biçtin ömrüme muhannet çeki kadar;
Gözlerimde değerin zıkkımın kökü kadar;
08/06/2010
Saat: 22:58
Günaydın Sayın ALİ şairim. ...Olgunlaşmış meyveyi temizce yıkayıp yerler,sonrası mideye kalmıştır artık. Algılayan beyin ve hazmeden duygu senin eserlerinden çok yararlanır,hatta aslını bozmadan sevgililerine gönderebilirde.Çünkü şiirlerin geniş bir yelpazede kanat çırpmaktadır.Başarının devamını diler,gözlerinden öperim....Mustafa Özçiçek..İzmir.