Züleyha
II. Bab
bir kuş uçsa
Züleyha buradan geçmiş diyorlar
bir koku gelse
yıkamıştır rüzgarda saçlarını
١.
yüzünde kayısı çilleriyle köy kızları
mümbit göğüslerine uzanan altın kolyelerle
ayak bileklerindeki halhalların şakırtısı
çınlatırlar alemi
kanlı üzümleri ezerler pamuktan ak ayaklarıyla
ve geceleri sevişirken erkekleriyle
ter dökerler ölürcesine
tenleri yumuşak memeleri dikçe
erkekleri öyle mi?
konuşmaları kaba
ve kazma sallamaktan nasır tutmuştur elleri
güneşte kavrulan yüzlerinde öfkeli bakış
saçları bakır rengindedir
delişmen küheylan gibidir yürekleri
Züleyha"nın kara gözlerinin hatrı için
sabırla işlerler toprağı
ki!
Züleyha"nın dudağı kanasa utanır bordo güller
toprak kokusu yayılır kainata
incinir sokak çocuklarının yüreği
incir ağaçları döker damarlarındaki ak sütü
٢.
Züleyha ki bir nilüfer çiçeği
karanlık bağrımda açan
hoşnut etmek için kuş yüreğini
gölge olurum kızgın güneşte
göğsüme yaslayıp masallar okurum
ellerim toprağı işler gibi gezinir saçlarında
Züleyha ki günahsız bir bakire
bir sevişme düşü kıpır kıpır yüreğinde
٣.
örtülerinden arınınca Züleyha
teni durgun bir su
gözleri illallah ettirir adama
kıyamaz er kişi doyasıya seyretmeye
çekinir yere düşürür bakışlarını
tutar ellerimden Züleyha
götürür ipek çarşaflarla bezenmiş sedire
der ki
" bakışların çok güzel düşürme onları yerlere
göğsümdeki cehennemi em ki kurtulayım elemden"
٤.
Züleyha başını yaslayıp göğsüme
" içimdeki kuşkuyu görüyor musun
dokun bak yüreğime acım nasıl da taze"
dokundum ki yüreği yangın yeri
dedim ki alnındaki bu ter damlaları da ne?
o gece karanlık sular bulunca yolunu
rüzgar koparınca daldaki yaprakları
kurşun kanatlı kuşlar dönünce yuvalarına
toprağın bağrına giriverdi Züleyha
toprağın bağrında bakire bir tohum
filizlendi nilüfer oldu
٥.
yitirilen bir şeyler belletildi bizlere hep
tunç maşrabalarda kaynatılan sular
ve kar kokusu yayılınca kerpiç evlerden
Züleyha karışır rüyalarıma
bir çocuk sevinç çığlıklarıyla geçer sokaktan
kırmızı elmalar almıştır babası ona
mutludur çünkü tatmamıştır acıyı henüz
üzülecektir o da büyüdüğünde
Züleyha gülümsediğinde bahar kokusu yayılırdı
oysa şimdi her yer kar beyaz ve tenha
bütün kainat çarpar olmuş belleğimde
bütün kainat Züleyha
öyleyse durulsun yüreğimin sancısı
toprağa karıştı belki
yaşıyor yüreğimde daima
٦.
bir kuş uçsa
Züleyha buradan geçmiş diyorlar
bir koku gelse yıkamıştır rüzgarda saçlarını
görkemli bir sancı dolaşıyor tenimde
gelse öpse derim Züleyha
öpse de bu acı dinse
kitaplarımın arasında bir tutam saçı
baş ucumdaki kavanozda toprağı
Züleyha ki et ve kemikten öte
teni toprakta eridikçe
yüreğimde filizlenmekte
Şiirin en hali, en sevgili hali.Kutluyorum Barış Çiçek