Dur Sen Gitme - 3

VEDA SONRASI...

Bu ayrılık diğer ayrılıklara benzemiyordu. Senden önce fark etmişliğin inkârındaydım. Sense hissettiğin halde görmezden gelmiştin. Herkes hayatın başka bir tarafında, kendine yol aramakta, kendini inkârlarda... Yaşamın neresinde, hangi ücra köşesinde olursam olayım, sensizlik bana en dayanılmaz acıları, en çekilmez hüzünleri yaşatacak ve bunları bilerek körükle gittiğim için artık onu yakacağım. İç çekişlerimde bu sonsuz yalnızlığa, kâbus sessizliğe... Bütün bunlarla yüz yüze geleceğimi bilerek terk ettim seni ve yola çıktım, kendi yalnızlığıma... Senden madde olan hiçbir şey kalmasın istemiyorum bende. İçimde bıraktığın eziklik yeter artık. Artık seninle değil, verdiğin acılarla avunacağım. Seni bütün arzuların sonlarına, bütün özlemlerin ötesinde atıp sileceğim. İçin benimle doluydu, bakışların gibi. Önce anılarımı yakacağım, bu en çok sen olan resmini. Sonra da diğerlerini yakacağım. Hepsi birer birer kıvrılıp kül olacak sonunda. Külü bile kalmayacak...

KENDİ YALNIZLIĞIM...

Yalnızlığımı yaşadıkça, sensiz olduğumu hissettikçe aklımda sorguladığım sorunun cevabını bulmaya çalıştıkça sen geldin ve sen aklımda oldukça bu yaşadığım hayat, bu yaşadığım hissettiğim yalnızlık durmadan duymazdan geldiğim o içimdeki sesler ve yalnız olanın ben olduğumu kabullenmiş. İçimde kopardığım fırtınalar senden uzaklara savuruyor beni... Oysa biliyorum! Artık kalan değil yalnız olan terk edendir. Yalnızlığa kalan. Herkes tersini bilir ama sorgulamaz kabullenir. Ben buna alıştım yıllardır sensiz senin acını çekmek artık yandaşım. Yalnızlığını yaşıyorum, sensizliğin isyanlarını ben sarmalıyorum tek başıma. Giden aynılarını yaşamasın diye... Yalnızım işte... Bunu bile bile kalamadım yanında. Ben burada sensizken, mutsuzken, içimde hayata karşı hiçbir istek, hiçbir beklenti ve yaşama hırsı yokken, senin orda yalnız olmadığını ve seni yaşadığımı, seni düşündüğümü, seni yaşadığım kadar beni yaşamadığını çok iyi biliyorum... Seni sevmenin ödentileri bunlar... Sağlığına, aşkına, ruhuna, hep seni unutmaya kalkıyor kadehlerim...

SEN UNUTKANLIKLARIM BENSE ÇOCUĞUM / YAKARIM

Unutkanlıklarıma gömerken seni, sessiz çığlıklar vardı bende. Korkularım, yine bana kalan bu kadar uzak olup da seninle dolmak. Yazmanın en iyi şey olduğunu bilip ama ifadelerin kendi bilincimin iknasına bile yetmiyor. İnan ki o bile durduramıyor içimdeki akan seni. Seni güçsüz, bir çocuk zayıf bir insan gibi sevilmenin hayal kırıklığına uğratmamak için, şimdi benim yerime, senden kalan kırık oyuncakları yakmakla başlayacağım. Ben yaşadıkça, varlığım bütün çaresizliklere meydan okuyacak. Hiçi düşünüp seni yazıyorum her zamanki gibi öyle alışmışım ki seni sınırlayamıyorum. Gidiyorsun artık çok uzaklara, varlığını ilk defa bu kadar derinlere atıyorum hissetmeyip içimdeki yerini zor fark etsin diye benliğim. Yokluğuna daha da alışacağım kaybedeceğim bendeki seni. Benim dünyamda herkes olması gereken yerde olmalı, hak ettiği gibi... Mevsim sonbahara dönerken bende senden dönüyorum. Zembereğin kırıldı ve sen zamanın bir yerlerinde takıldın kaldın. Avuçlarımdan uçan kuş göçlere katıldı başka mevsimlere göç ettiriyorum içimdeki seni. Ben mevsimlerden Kışbaharı seçtim ve orada seni unutmuş olarak yaşayacağım. İç daralmalarımdan geçtim nefeslerim yelkenimi dolduruyor. Sen arkamda kalan bir marina, ben yeni ufka doğru yol alıyorum. Rastlayacağım ilk ada da benim son durağım olacak unutkanlıklarımın çocuğu olarak yaşayacağım. Bunu doya doya yaşayacağım. Tıpkı bir çocuk gibi sinsice yaklaşıp kalleşçe güleceğim, yardımlara koşup koşup siktir çekeceğim sevgisiz soysuz olarak... Güle bile hesap soracağım dikeni batarsa elime, Akşam Sefasına kızacağım gecenin birinde neden büzüşüyorsun diye, bulutları tüm nefesimle üfüreceğim defolun başka yerlere gidin anlamsız şekillerle gelmeyin diye. Kış ortasında güneşe bile kızacak yüzüne baka baka işeyeceğim, ısıtmıyorsan ne işin var orda diye, tatlı tatlı yağan kardan oyunlar yapacağım! Kardan kadın, kaydırak, kartopu... Ve sonra elimi üşüttüğü için duvarlara çarpacağım neden soğuksun diye. Artık ben bir çocuğum... Yalanlarım adın, sevdan kurumuş dalında artık bir odun, onları yakacağım... Senden sonra bana dokunan son dalın bir kuş gagasında uçup gitti başka başka diyarlara... Unutma; seni sevdiğim için ölebilirdim, seni sevdiğim için yaşayacağım. Biraz sonra mektuplarınla kalan resimlerini tutuşturacak bir kibrit çöpü gibi çekiliyorum hayatından. Ama sen kendinin bile olamayacaksın artık. Seni bensizliğe ve kendimi sana mahkum etmiyorum... Sensiz bir dünya yaratacağım senden. Dünya duracak ama sen durmayacaksın. Zamanla sende biteceksin. Ben senin ateşinide gün ışığında kaybediyorum... Yanıkların içinde...

son

18 Eylül 2008 4-5 dakika 4 öyküsü var.
Beğenenler (8)

Henüz beğenen olmamış :(

Yorumlar (8)
  • 15 yıl önce

    ve final. üç bölümde mükemmel.şiirleriniz kadar öykülerinizde güzel ötesi.o kadar özenle seçilmiş ki satırlar.şiirimsi. her nokta virgülün ardından satır başı yaparmış gibi gözümün önünde tasarladım,herbir satır şiir çıkacak kadar güzelve uyumlu.yine tebrik ve alkışlarımı ekliyorum👍👍👍

  • 15 yıl önce

    heyyy sen dur gitmeee içimde yalnızlıklara bırakma beni

  • 15 yıl önce

    ... Senden sonra bana dokunan son dalın bir kuş gagasında uçup gitti başka başka diyarlara...

    Bır fınal bu olmalı ıste...Sevgılı Şairim koparttınız benı bam telımden....😅