Düş Yansımaları

Sessizce açtım penceremi, yağmur yağıyordu, gece kucaklıyordu şehri.
Uzanıp giden sokak lambalarının titrek ışıkları aydınlatıyordu kayıp siluetimi.
Ellerim titriyordu,
"Soğuktan mı?" dedi meçhul bir ses...
"Hayır" dedim, titrek ve korkak...
Nedenini ben de bilmiyordum. Soğuk bir rüzgâr esti sonrasında, ıslandım, titremem arttı, kapattım pencereyi, gece lambası cılız kalıyordu odada. Ve ben yanıyordum, titrememe tezat, bir mum gibi eriyordum derinlerde...

Bir kaç saniye sonra sokakta buldum kendimi, sağanak iliklerime işliyordu. Koşmaya başladım.
Dar sokaklar bir yılan edasıyla kıvrılıyordu önümde ve düşünceler uçuşuyordu zihnimde.
Korkuyordum;
"Karanlıktan mı?" dedi yine o ses...
"Hayır" dedim, mırıldanarak...
Mecalim kesildi neden sonra, soluk soluğa durdum. Oturduğum kaldırım ıslaktı, soğuktu. Titremem artıyordu. Yanıyordum... Sonra korkunç sanrılar başladı. Bir hayalet gibiydi eğreti vücudum. Asılı duruyordum oracıkta. 'Şimdi öleceğim' diyordum. Daha önce hiç hissedilmeyen kadar yoğun. Ruhum çalkalanıyordu adeta. Bin bir söylenti daha dönüyordu beynimde...
Oturduğum yerden sendeleyerek kalktığımda takatim kesilmişti. Yalpalıyordum.
Bir an beynime vurgun etkisi yapan bir ışıkla aydınlandı her yer. Beyaz bir kılıç gibi kesti gökyüzünü... Sonda bir gürültü koptu, göğün deriliklerinden, beynimi dolduran. Tıkadım kulaklarımı. Yere düştüm. Birkaç saniyelik hareketsizlikten sonra açtım gözlerimi. Odaklandığım notada iki çift ayakkabı duruyordu. Şiddetini arttırmıştı yağmur. Kafamı hafif kaldırdım siyah giysili dizlerden birine tutundum. Zorlanarak aya kalktığımda irkildim. Geriye çekildim. Siyeh pelerinli, cüsseli bir şahıs duruyordu karşımda. Kapüşonundan yere damlacıklar düşerken, soğuğun arttığını sinyalleyen, soluk alış-verişlerindeki buharlar belirginleşiyordu. Şiddetle kasılıyordu göğsü. Bir adım daha geriledim. O anda cılız sokak lambasında son anda yansıyan bir cisim çıkardı, pelerinin dış cebinden. Eli havalandı, irkildim... Karanlığa boğulup gitti her şey...

Doğruldum. Kan ter içindeydim. Odamın penceresine vuruyordu yağmur, davetsiz bir misafir gibi. Gök gürlüyordu, titriyordum;
'Soğuktan mı?' dedi meçhul bir ses,
'Hayır' dedim titrek ve korkak.
Ama biliyordum.
'Kötü bir şey yaptım' dedim, mırıldanır gibi.
-
Yanıt yoktu...
Yanaklarım ıslandı.
Ama pencere açık değildi...

21 Ağustos 2010 2-3 dakika 1 öyküsü var.
Beğenenler (7)

Henüz beğenen olmamış :(

Yorumlar (6)