Kemoterapi Azabı - 1

Ağlayacağım yaa şimdi, böbreklerim tuttu yine...

O kadar ağrım var ki, ellerimin içini sıkıyorum tırnaklarımı geçiriyorum, yine de böbreğimin ağrısı daha çok geliyor, bastırmıyor. İnsanın neresi hasta ise, canı da ordaymış. Ahh nefes aldırmıyor bu ağrılar bana...

Böyle olunca her şey olumsuz görünüyor gözüme. Oysa daha bir kaç saat önce elimde ve cebimde biriktirdiğim umutlarım vardı. Nerden yakalandım ki şu hastalığa,habis,İllet,felaket.Bütün hayatımı etkiledi, beni o kadar değiştirdi ki. Benden eser kalmadı.Uzun saçlarım vardı önceleri lüle lüleydi,onlar döküldü önce.Sonra hiç ağzımdan gitmeyen o koku.Kemoterapi, hayatımda unutamadığım en kötü olay!Hiç çıkmıyor içimden, hala içimde...

Adını anmayı bırakın, hatırladığımda bile koku direk ağzımda ve burnumda..
Damarlarımda geziyor hala o pis ilaç.Boğazıma yine koskocaman bir yumruk oturdu.Gitmiyor, bir de o sıkıyor beni.Zaten nefes darlığım da var.
Allah'ım ben nasıl yaşayacağım.Küçücük halimle nasıl savaşacağım bunlarla.
Tüm tabiatım bozuldu, beni benden aldı bu hastalık.Yoksa kıyar mıydım canıma bu kadar.Şimdi iyi olduğum günlerin tadını ölümüne çıkarıyorum ama yetmiyor...

Çünkü iki gün iyiysem üçüncü günü yine böyleyim.Yine de isyan etmiyorum Allah'ım sana.Nefes alıyorum çok şükür ve can çıkmayınca umut kesilmezmiş.Doktorlar bile benden ümidi kesmişlerdi, "Kötü Huylu" diye tanımlayabildi onca kocaman doktorlar 38 kiloya düştüğümde.Onlar her şeyin farkındaydılar da içimdeki lanet hastalığı niye anlayamadılar.
Ben bile hissetmişken içimi, görmeme gerek yok ki, ordaydı biliyordum...
Hiç bir şey eskisi gibi olmuyor...Benliğim gitti, hiç benziyor muyum ben bana...

Ben hiç bir şeyin farkında değildim aslında, canım bile acımıyordu o kadar ameliyattan uyuşmuştum çünkü. Günlerce yoğun bakımda kalmaktan...
Tek sıkıntım film çekmeye gelen doktorların beni o halde görmesi idi.. Bir de üzerimdeki ilaçları temizleyen hemşire ne olursa olsun beni görmemeliydiler, çünkü o güne kadar kimseler beni çıplak görmemişti.

Benim gözlerimin kapağını bile kıpırdatacak halim yokken, ben dudaklarımı aralayıp "açmayın" demiştim.Boğazımı deşmelerinden dolayı sesim çıkmıyordu, belli belirsiz bir ses duydu kulaklarım uğultular arasında ama o ses benden mi çıktı, yoksa orada yatan başka ölü gibi hastalardan mı bilmiyorum. Sesin kendisi hiç benim sesime benzemiyordu çünkü.Sonra hemşire yavaşça dokunup "tamam, tamam" dediğinde anladım o sesin benden çıktığını...

Meğer ameliyatlar bile hiç bir şeymiş çekeceklerimin yanında... Dahası varmış, hiç bitmeyecek sanmıştım o zaman azaplarım. Dünyada azap olur mu demeyin, ben çektim azap, kemoterapi azabı.Bir keresinde doktoruma çıkışmıştım. Beni kanser değil, kemoterapi öldürecek demiştim doktor da bana hak vermişti, çünkü devlet hastanelerine o kadar çok hasta geliyor ki, hepsinin günü var.Gününde ilacı alamazsan bir şeye yaramıyor o yüzden herkesi yetiştirelim derken, beş, altı saatte verilmesi gereken ilacı bir saatte verip gönderiyorlardı.Tabii fenalaşanlar, komalık olanlar, çoğu yaşlıydı zaten ama hastalıkla ölüm kime geleceği belli olmuyor işte...

Nerden girmiş bu yaşlanmış hastalık benim bedenime...

Kemoterapi'yi anlatmak günler sürer.
Şimdilik bu kadar, devamı var...

...
Not: Tarihsiz (Çünkü hatırlamak bile istemiyorum)

19 Mart 2012 3-4 dakika 6 öyküsü var.
Beğenenler (4)

Henüz beğenen olmamış :(

Yorumlar (6)
  • 11 yıl önce

    Tebrikler harika bir hikaye... bu yönünüzü bilmiyordum..