Ahvale Binaen
ben çocukken büyütüldüm
belki de bundandır bunca eksikliğim
ki hala her yenilgide biraz daha eksilirim
eksilebilmek de bir yengiymiş aslında
bunu da hiç kaldığımda anladım
aslında hep bir varmışım
bir yokmuşum
ki birlik de bir masalmış
bunu yokluğumda anladım
anladım diyorsam da aldırmayın
aslında lafın aslından bir hayli uzağım
tevazudan sıyrıldım da biraz
bundandır bu aymazlığım...
bir eylül sancısıydı birden uzatan boyumu
onca eylül geçtiyse de üzerinden
dolduramadı açılan boşluğu
boşluklar hep zifiridir
ve nedense çocuklar çabuk kirlenir...
kirlenmek gerçekten güzel midir
değilse/ bunca kirlenmişlik nasıl temizlenir...
misal/ geçen oğlum farketti
dilime pelesenk olmuş "konsept" kelimesini
hayırdır sen de mi modaya uydun dedi
irkildim birden
bir ona baktım
bir elimdeki tv kumandasına
-o gündem
bu seçim
o skandal
bu tutuklama
şu ergenekon
beriki yafta derken
baktım yeniden kanka olmuşuz
tam sekiz yıllık küslükten sonra-
kumanda deyip geçmemek lazım
dinden de büyük bir afyon hattı zatında
hatırlarsanız havai fişek gösterisi konseptinde izlemiştik
bağdat bombardımanını doksanlı yıllarda
ve bizden evvel vicdanımız uyumuştu
huşu içinde yataklarımızda...
bakın/ yine konsept dedim
yahu konsept dilimi
tv beynimi becermeden evvel ben ne derdim
ki türkçe kirliliğinden ziyadesiyle rahatsız bir bireydim
hatta dicey ve vicey ağzıyla/hani ağzını yaya yaya
amerikan aksanlı türkçe konuşanlardı en büyük derdim...
üslup
tarz
kavram
ve hatta en yalın haliyle
şekil veya biçim imiş konseptten evvel dillendirdiklerim
gördüm ki kelimeler söylenmeyince küsermiş
gogıl amca olmasa neylerdim...
bir de binsekizyüzseksenbirde selanikte doğan
ve çocukluğu boyunca karga kovalayan atatürk'ümüz var
bu kirlilikten fazlasıyla nasibini alan...
itiraf edeyim yeri gelmişken
eylül sonrası eğitim aldık ya
hiç bir şey öğrenmeyelim esasında
ne kadar gereksiz bilgi varsa ezberlettiler ya
inanın nefret etmiştim atatürk'ten
oysa bir nutuk yetermiş onu anlamaya
ve ona aşkla bağlanmaya...
ama unutturmanın en iyi yolu putlaştırmaktır ya
adını mütemadiyen zikredince
fikrine hacet kalmaz ya
işte öylesi bir karmaşa
öyle ya
samsun'a yürüyen deniz'ler de atatürkçü
onlara darağacını reva görenler de
eylül'ü hakiye boyayanlar da atatürkçü
eylül'de hapsi boylayanlar da...
hasılı
sağı
solu
orta yolu
hatta/ parkı
barajı
sokağı ve yolu da atatürk adıyla
amma fikirleri yok ortalıkta...
zira korkunun sultanlığında
meydan bunca boş kalınca
eylül'ün mimarı coni cirit atıyor
ve onun .içi cehalet
at koşturuyor yurdumda...
ha bu arada
yetmez ama evet diyerek ahkamkesen
ve ziyadesiyle bilengiller
meğer güneşin zaptından çoktan geçmişler...
atını beceren kovboy edasıyla
sadece zapta geçirip
bölünerek çoğaldıklarını sanıyorlar
yapay aydınlığın karanlığında...
iktidar olup kafayı kurnazlığa çalıştırmaktansa muhalefet olup öz eleştiri yapan gerçeklerle yaşayan bir şiirdi.
tebrikler duyarlı kalem saygılar.
3...bu takım halkını mı düşünmüştür yoksa emperyalistlerin kucağına oturup ahkam kesmek çok mu hoşlarına gitmiştir bilinmez...Orhan Pamuk bakın neler neler yaptı...Ben Yaşar Kemal dedeme ne diyeyim? Kendisini Çukurovadan kurtaramadı...destan üstüne destan karaladı ki, ada diye bir romanının ikinci bölümünü okurken bir kürt destanı anlatmış sanırsınız etnik kimlikçiliği savunuyor...evet Gülşen hanım SAPLANTILARIMIZ ÇOK... Ne zaman saplantılarımızdan kurtuluruz o zaman belki zamanla EVRENSEL denen gerçek olguyu yakalarız...İlber Ortaylı hocam geçen şöyle diyordu, tüm eksikliğimizin altında ÜRETİMSİZLİK yatar...günün birinde bilincin alt yapısının gelişmesi dileğiyle...
2...bu gün gibi aşikarken aydın ve entellektüel geçinenler içinde geçerlidir. bilincin alt yapısı hangi romancımızda şairimizde masalcımızda tarihçimizde gelişmiş ki halka kadar inmiş...geçen koymuşlar ahmet arifin bir dörtlüğünü altında yüzlerce yorum. dalga geçenler ordusu var orada. nazım hasan hüzeyin nevzat ismet ve öteki şairlerde de bu bilinç eksikliği vardır. Romancılarımız ve masalcılarımız ise ayrı bir hikayedir. Gülşen hanım bir diğer konuysa sıkar beni. Nedir bu? romanda şiirde zaman zaman masalda görürüm...SAPLANTI...eylül saplantısı...genel açıdan dışardan baktığımda eylül saplantılı pek çok yazar şair var bu ülke de...kanımca bu saplantı da bilinç denen gerçeği kavramamıza engel olanlardan bir nedendir. evrensel bağlamda üzüldüğüm nokta bu. adamlar kadınlar aydınlar entellektüeller bol bol atıp saçıp konuşuyorlar dışardan. bu ülke de belli acılardan geçmiş insanlar bunlar. yalnız bir yanlışları var hepsinin ortak olduğu...bu kadar birikimliydinizde ne diye mücadelenizi bu topraklarda vermediniz? soluğu en kolay yol olarak dışarda bulmuşlar. dışardan ötmek pek güzeldir. dışardan para kazanmak...
1...
Tdk...göre...konsept Fr. concept
konseptüalizm Fr. conceptualisme fel. kavramcılık Kavramın, onu bildiren sözden farklı bir varlık olduğunu ve gerçeğin zihinde bulunmadığını ileri süren öğreti.
zaman zaman bir şiir üzerinde durmak yorar beni. Yalnız şiirde hallaç pamuğu gerçeklikler çok, bilindik gerçeklerin adı var kendileri hiç bilinmedik bir halksa hangi gerçeğin içinde var? bu bizdeki sistemin neye karşı yapılandırıldığına da bağlı. bu yapılandırma düşündürür beni. örneğin kızdığım zaman koyun kelimesini çok söylerim halk için. iyi de bu söz aşağılayıcı bir sözse bu kez de aziz amcama hak vermememiz lazım. sonradan hak verenlerde çıktı. aydın ve entellektüel toplum olabilmemiz ise samimiyetle söylüyorum çok zor. bir zamanlar bilinç dediğim şeyin alt yapısı bu ülke de olmaz da kurulmazda demiştim bir yer de.