Beş Vakit (Öğle)

__

Yüksek topuk umutları ile şöyle bir döndü suyun tavanında,
Bir sümbül kokusu bırakıyordu öğle güneşi anılarının üstüne,
Ilık tebessümü yayıldı yok oluşunun koyu çerçevesi etrafına.

__

Avuçlarına kar tanelerinin sıkıştığı bebekliğini düşündü,
Gece gündüz ateş böceklerinin ona taşıdığı yarınları andı,
Ruhunu saran esleri çokça bitkin melodileri hatırladı.

__

Parmakları is olduğu çocukluğunu resmetti kör duvarlarda,
Toplu iğne ucunda gel gitlli pasajlarını okudu öyküsünden,
Benliğini çarpan yanık kokusunu duydu bakışlarının.

__

İsimsiz bir ceset misali havada asılı kalan gençliğini yad etti,
Üstüne örttüğü gazete kağıdını nasıl duygusuzca seyrettiğini,
Dilinin ucuna geldi esaretinin manidar zehirli tadı.

__

İlk tokadını yeniden hissetti bir zemheride ayrılık katlinden yediği,
Öyle kalmıştı,sövgülerden mesul gayri meşru bir kaldırım üzerinde,
Dizleri/ dizelerle kanamıştı,boğulurken bir dalga üzerinde oturup,
Hüngür hüngür ağlamıştı.

__

En nihayetinde boylu boyunca uzandı hayatın zifiri temasları üzerine,
Omuzlarına düşen yıldız kırıklarını silkeledi bir alacakaranlık boyunca.

Öğleydi;
Acaba yaşanmamış başka bir hayat daha yaşar mıyım diye düşündü.

04 Aralık 2009 658 şiiri var.
Beğenenler (12)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (7)
  • 15 yıl önce

    Kurgu çok başarılı...

    hayatın zifiri temasları...kutladım çokca..

    MUTLU YILLAR DİLEĞİMLE DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN MELEĞİM::

    sevgiler

  • 15 yıl önce

    Sabahtan sonra, öğleyi de irdelemiş şair. Sanırım akşamda sıra. İlk yorumumu yineliyor ve finalin etkisiyle düşünüp,diyorum ki: Bu şair/şiir adamı öldürür(!)

    "Acaba yaşanmamış başka bir hayat daha yaşar mıyım?"

    Yürekten kutluyorum üstat.