Bir Aşk Hikayesi ...1
Durdu gözleri,
Derin derin nefes alıyordu..
Sabahın loşluğu içinde kaldı bakışları.
Çiçeklerin arasından fırlayıp/
Arsızca boy uzatan sarmaşıklar gibiydi sözleri..
Etrafını saran kalabalığa aldırmadan,
Şakaklarındaki tozları savurup
Rüzgara meydan okurcasına koştu..
Baharın kokusuyla taptaze ışıklar,
Sokak lambasına kızgın kelebekler,
toprağı doyuran minik yagmur damlaları,
Ve bir pazar yeri kalabalığıydı
Gözlerine serilenler..
Kentin neresinden geçtiğini bilmiyordu aslında.
Bir gün öncesinde :
Kırmızı beyaz kareli masada,
Eski bir gramofon sesiyle,
Bir taburenin üzerinde.
Hatırladığı son kadehin getirdiklerini yaşıyordu.
Ve tabiki aklında :
Onu yaka paça dışarı atan iki beyaz önlüklü adam vardı..
.
Başında deli eden bir ağrı
Eğilip yol kenarındaki menekşelerle konuştu.
/
Dört mevsimi anlatan sözleri.
kimi zaman buğulanan gözleri.
Bazende şüpheli birkaç damla gözyaşı.
Hayalinde kuruyan çeşme gibi.
Çatlamış avuç içlerini ıslatacak bir aşkın olmayışı,
Ve kendi dogum gününü bile hatırlamadığından bahsetti.....
Mor menekşe onu soluksuzca dinliyordu sanki.
Başını kaldırdığında güneşini kesen otobüsü gördü.
Pala bıyıklı sürücü çıktı içinden pervasızca.
Bir hışımla kalkıp dolandı çevresini otobüsün.
Birden yolun karşısındaki çiçekçi dükkanı ilişti gözüne.
Dükkanın önünü süpüren bi kız gördü,
Narin ellerini daldırıp tasa, sokağı suluyordu.
Beline varan sarı saçları,
minicik pembe dudakları,
Çekik çekik elâ gözleri,
upuzun kirpikleri vardı...
Unuttu o an herşeyi
Alkolmüydü bunca başını döndüren,
Aşık mı olmuştu..!
Önceleri anlamadı...
Karşıya geçerken her bir adımda,
Kalp atışları hızlanıyor,
Elleri titriyordu.
Usulca yaklaşıp çıkardı ellerini ceplerinden.
Mor menekşeleri işaret edip ,
''onu istiyorum'' diyebildi.
Söylediği son söz bu oldu aslında.
Daha fazlasını yapamamıştı.
Onu hayata küstüren herşeyi
Sıralıyordu beyni şimdi.
Çiçeği aldı koşar adımlarla uzaklaştı oradan..
Güneş batmış,
Ay karanlığa kavuşmuştu,
Artan rüzgar daha bir çarpıyordu
Tokatladığı her ağaç dalı,
Kızdırıyordu yapraklarını.
isyanları duyuluyordu dalların
Alabildiğine hışırtılı.
Bayram yerine döndü pazar yeri o an...!
Aşk ilk kez zamanında gelmişti.
Hayata bağlayan sebep adına merhaba dedi yeniden..
''merhaba''..
YİNE ŞİİRDİ YİNE DUYGUSAL,YİNE AKICIYDI Sanki Ahmet SELÇUK İLKAN dan bir şiir okudum Onun gibi duygusal,içten yazılmış dizeler, KUTLARIM SİBEL Tat var şiirlerinde Zevkle,haz alarak okuyorum her şiirini Nerelerdeydin ? Dönmene sevindim Özlemiştim böyle sıcak duygulu şiirleri SEN AŞKIN ŞAİRİSİN
Sözler dört renkli mevsimdi kimi zaman cam buğusuna pörsülenen gözler, kimi zamanda patiskadan birkaç serseri gözyaşı nehrinde ıslanan çeşme misali çatlamış avuçlarını nemletecek bir ten arıyordu hafiften... ve doğum günüydü aşkın. Aşklara susamış yelkensiz bir gemi gibi başı boş ve sefildi aşkız. Aşk için aşka bir merhaba ile başlamıştı yola... vira bismillah...
önce... gözleri durdu derin derin nefes alırken
sonra... menekşeler dinliyordu soluksuzca onu sanki
tebriklerim burada
merhaba dost şairin güzel yüreğine ve tebrikler, Saygılarımla,
hikaye tadinda--yasamin icinde--her insan bir dünya--kardesim....cok güzeldi ve hüzün kadar...
👍
👍
anatomi yapabilsem---roman olacak kadar eser cikardi ortaya👍
son not:
güzeldi