Bir Ayrılığın Anatomisi
Asırlık çınar ağacı gibiydi kadın,
Bedeni mağrur
Suskunluğu yorgun...
Kuşların uyandırdığı şehirlerde
Issız kalır yıldızlar
Ve göz kapaklarında derin bir sessizlik
Kirpikleri tedirgin martılar.
Esrik bir beste geçer aklımdan
Ezgisi sesimde kaybolan
Ve unuturum o an
Şahsına münhasır acıların hatırını
Küfürleşip kaderle
Restleşiriz ölümüne
Ellerimde, sıcaklığı kalır ellerinin
Ve sarılışlarımızda çocukluk sevinçlerim
Derin bir bakışına saklanan onca söz
Hiç bilmediğim bir alfabeyle kazınır gözlerime
Ela bir yangın çıkar gözbebeklerinde
Ve avuçlarında saklı bir telaş, düşer tenime
Yokluğunun günlerini değil de,
Gelişini sayalım sevgilim
vakit ayrılığa yaklaştıkça,
boynu bükülür yüzümdeki serçelerin.
iyisi mi, gitmeden bir şarkı söyle sen,
sesinde gülümsesin gamzelerim
...ve dönüşün saçlarımda bahar muştusu.
yirmidokuzeylülikibinon
akit ayrılığa yaklaştıkça, boynu bükülür yüzümdeki serçelerin. iyisi mi, gitmeden bir şarkı söyle sen, sesinde gülümsesin gamzelerim ...ve dönüşün saçlarımda bahar muştusu.
Her ayrılık bir kavuşmaya gebedir nasılsa; kara gecenin ardından doğacak güneş gibi...
Sesine sağlık Sevgili Gülay.
gitmek aşkın hüzünlü yaradılışı karşı koymak neredeyse imkansız
başkadır gitmeler şiirlerde ve hep hüzün kokar ayrılık
kaleminiz dert görmesin saygılar