Bir Şehir_Beş Şair 3
kapat gözlerini şimdi Homeros 
ve bir savaş meydanında say kendini
duyuyor musun
canını arabaya vermiş nal seslerini küheylanların
Hümayun kapısında bak nasılda  muhteşem Süleyman 
iki yakasında iki çağ_iki kıta taşır bu delikanlı!
işte burası göremediğin  yazamadığın Süleymaniye
şurası da imkansız  taşlardan düzülmüş 
müjdeli burçlar diyarı Eyyüb_ül Ensariye...!
her dinde kutsallık bulaşır yüzüne burda
hem kardinal külahı görürsün
hem havra 
bir yanda Fatih Camii
bir yanda Yerebatan Sarnıcı
sırt sırta vermiş olsalar da 
vururlar en ışıltılı oklarıyla arşı
caka satarlar birbirlerine kıyasıya
zamana karşı ihtişam yarıştırırlar
işte bir yanda Sultanahmet 
bir yanda dünyanın ortak paydası Ayasofya....!
mahremine el uzatanlar yatar şu tepede 
mavi incili şuh kadının gerdanında
aldanma ağlayan martı seslerine karışmış dinginliğine
derler ki;
burada iki kuşluk vakti  gören daha yar olmaz başka memlekete
 alıverir adamın aklını...
Üçüncü Selim bak bu da 
çay içiyor piyer lotide...!
 burası tarihin kılıç kuşandığı viyadüktür Agamemnon
Akhilleusu kıskandıran kadın budur işte!
çağları deviren Sultanların mavi rüyası 
nirvananın bile bir ayağı buradadır derler
tüm dünyanın da gözü...!
hastur nidalarıyla cilalı yeniçeriler voltalar bu meydanlarda
ve tüm sevdalıların simgesidir Kızkulesi
lale devrinin çocukları bile bilirler 
yetmişkibuçuk millet hasrettir bu inci gerdana ...!
her karışında bir başka zaman tarihi yatar
oldu olası beşeriyetin gözbebeğidir buralar 
Çengelköy Kanlıca Beyoğlu illa da Adalar
çiçekler açtırır ruhunda 
bir bakarsın buzukiler meşk eder 
bir bakarsın tamburiler seni karşılar 
helenist epopeleri de sufi ilahileri de tanır _bilir burada martılar....!
şimdi 
aç kollarını  onu on geçe gibi göğe 
fısılda  aşk dolu sözcükler 
korkma!
anlaşılır burada hangi lisandan konuşursan
hadi;
ister  bir öpücük kondur Hisardan Çamlıcaya
ister bir salıncak kur Bebek İstinye Salacak arasında...!
taşı toprağı altındır buraların
unutulmayan güzel masallar olur ya hani gerçekle hayal arası
burasıdır işte  tüm insanlığın birinci rüyası
ister bil tarihi ister bilme farketmez 
burasıdır  dünyanın en şiddetli aşk sultası 
bastığın yer, değil bir saltanatın 
dünyanın  tam ortası...!
İstanbul burası...!
ToprağınSesi
(Sevgili  Kardeşim  Metin Çalışkan'a ithafen....)

her karışında bir başka zaman tarihi yatar oldu olası beşeriyetin gözbebeğidir buralar çengelköy kanlıca beyoğlu illa da Adalar çiçekler açtırır ruhunda bir bakarsın buzukiler meşk eder bir bakarsın tamburiler seni karşılar helenist epopeleri de sufi ilahileri de tanır _bilir burada martılar...
Serhat Abi,İstanbul'a dair harika bir anlatım olmuş.Seriye katkından dolayı çok teşekkür ederim.Emeğine sağlık,esenlikler...
İst(y)anbul
nasıl arınırız tüm şehrin fahişeyken ruhu ve bir kaldırım yosması gibi dururken karşımızda allı pullu
güzelliği örter mi dersiniz günahlarını gece gibi kim silebilir üzerindeki parmak izlerini
sokaklarında ağzına sakız ettiği hayatları çiğnerken adım adım ey İstanbul ! sanadır isyanım tüm Marmara'yı dökünsen kırklanır mı ki şeytani tarafın
şehrinin mabetlerinde secde dursan Mevlama silinmez alnından yine de o kara
yedi tepeli kabusun direkler arası palyaçosu düşür maskeni yüzsüzlüğünden sürdüm savaş boyalarımı
çökmüş bir imparatorluğun kılıcını çekiyorum sana kuşandığım gelmiş geçmiş bir ceddin silahlarıyla kibirini asacağım dar ağacına ve vuracağım seni en masum tarafımla
mangal gibi bir yüreğin külleri boğacak seni dize gelecek asi tarafların pırıltılı camekanlarından tabutunla başında ağlayanların olacak gözleri ışığınla kamaşmış aymazlar üstüne toprak atacak
siyah bir çelenk bırakacağım ardından ve sana -benim gibi- bir başına direnen kız kulesini öpeceğim alnından
demiştim bir şiirimde şair, herkeste yansıması farklı bu şehrin.
kutladım.