Can Sızıları

Zıt renklerin iç yüzündeyim
Deniz içerim gökyüzünden

Esintilerin ikliminde
Tin ülkesini gezindik
Siyah kandille bekleşen
Simin periler vardı
Kızıl ötesi zebanileri
Aldırışsız izledim

Işık dökümlü hayaletler
Çubuktan çocuklarmış meğer
Elma şekerine bindiler
Ay sızısında kırılan
Kırmızı gelinciklerdi
Ölümü öptüm çillerinden
Kıyametin elbiseleriyle
Pamuk şekerinde eridiler

Maviye düştüm bir an
Tuz yaktım saçlarıma
Dalgalarını tamamladım
Uçan balonlarım yıldızlarda büyümüşler
Geçkin sevinçlerimi sırılsıklam ıslattım

Tüm gerçeklere sırt çevirdim sonunda
Kum saatinde kargaşa sürer
Zerreleri sersemdir
Kendimi yakalamaya çalışırken
Zamanım kayboldu zamanda
Dallarımı kurşunlandılar
Gözlerim boğazıma dizildi
Koca çınarı kestiler ansızın
Artık yaslanamam, arkalıksızım

Evrenin boynuna asıldım
Gizemleri kara deliğe sürüklensin
Taş toprak basarım yaralarıma
Kan çiçeklerim
Başımın üzerinde açtılar
Ahir dediler kimileri
Asi yanlarım hüzünlerimi örter mi?

Can kırmızı kalmak varmış
Candan çıkıp gidemedim

Aynada bana rastladım
Hayretle bakakaldım
Daha var mıyım?


KAsım/2003