Çok Yaşa Ölüm
'İdam sehpasında hapşuran mahkuma;
?Çok yaşa' demek gidiydi ölüm...!
Ağıt!
Ağıt!
Ölüm;
Tüm iyi niyetlerin düğünü
Erken düşen gazellere telaş
Alıp başını gitmek bazen
En umarsız nefeslere
Can içinde can içre
Çekilmek sona
Umarsız...
Oysa!
Yüzmek vardı derelerinde
Avucunda sevda yüklü kuşlarla
İki rekât aralığında sürüklemek
Tuzsuz ve tensiz ölüm yollarını
'Ayakları ıslanırken bir sevdanın
Yanmak gibi simurg küllerinde...'
Ve gül yanaklı çocukların
Şirin telaşları yürekleri dolduran
Bir taş fırlatmak avuç ayalarından
Tüm olmamış hamlıklara...
Dikilmek;
Kanat!
Kanat!
'Teleğinden düşürmekti
Umudu tüm yarınsızlara'
Son kez!
Cepdeki ahududu reçeline
Parmak banmak gibidir ölüm
Hiç bitmesini istemez insan
Yazmak;
Ardına sinen kara trenlerin
Solungaçlarında bir türküye
Tutunmaktır...
Kendin olmaktır
İdama giderken bile
Özgür düşünmektir...
İşte sevdiğim;
Sana biçilen rolün evresinde
Yakınlaşırken uzaklaşmaktır
'Sinerken damarlara bir kurşun...'
👍👍👍Şiir gibi şiir okudum Ali kardeşim,emeğine sağlık👍👍👍