Dargın Melekler Paradoksu

-1-


Duyguların takviminden kopan her yaprak
Ölüme eş tutuyor ellerimizi
Sıradan bir kavuşma sahnesinin yarım kalmış repliğinde
Ölüyoruz, öldürüyoruz
Katli vacibiz tanrım
Sana gelmeden hem de...


Bir azıklık düş ver bize
Ezcümle aşkı metheden
Dünyadan kini nefreti silen
Bir tadımlık düş,


O hasret ki dünyayı bile döndüren
Aşk ile cenneti ayaklar altına seren
Barışa mühürlü, birazcık güç ver bize
Ve her dilde amin dedirten o aşk-ı dem


-2-


Oyyy zılgıtı kalbimizde saklı
Mezopotamya'nın içli ağıtları
Sağır sultanın kefeni
Suriyeli bir çocuğun dilenen eli
Alicenap bir hasret
Allah'ım nedir bu gaflet


Sonsuzluğun içinde zamanın hükmü yok
Bir savaştır ki mülhem şeytan
Sadece çocuklar ölünce ağlarmış ya kuşlar
Oysa merhametim yara bere içinde
Ve İçimde binlerce ağlayan serçe
Rüzgârın duldasında hep ölüm
Hadi kuzgun bakışlı sevdalılar
Şimdi gülebiliyorsanız gülün


-3-

Vicdan diş ağrısına benzer
Başınızı yastığa koymanızı bekler
Mukayyet ol kalbimize Allah'ım
Beni benden aldı unuttuğum ahlarım
Evcil benliğimin başını okşuyor günah denen şu illet
Cahillik işte paraya pula kandı millet
Bir rüya belki barış, servet, mutluluk sanrım
Aklım çıkıyor aklımdan çıkman aklıma geldikçe tanrım



Oysa aldığımız her nefes kırık
Su bulutları öptüğünde
İlk ezan sesiyle düşer ya arşa keramet
Gözümden süzülür ya binlerce şahadet
Ölüyoruz tanrım


-4-

At, silah, avrat
Dedem korkut masallarından arda kalan
Nal seslerine küsen avrat
Terkisinden korkan at
İşte hep aynı nakarat
Savaş kına yakmadı ya henüz evladımızın başına
Şükür ya Rab
Günümüze de şükür, dünümüze de şükür


Aralık 2014 suskuları