Devinim
hiç insan sığar mı tabuta
ardında bir mavi bırakmışsa...
gıyabında suali sonsuz
iki gündür uykusuz değilse
açıklayamaz hiçbir şaka
hiçbir yerden gelme bir sözcük
masada ayık olmayan saat
uykusuzluktan feci terk
-benim kadar değil-
yüzündeki izi, ağır tokadından
yeni bir serüven tıkırtısı mıymış hayat
sesleri kasıktan gelme
damarlarda dolaşan kanı
rahmine dek süzülen günahın
bütün karanlık çözülür
güneş kızarınca
dağıtır geceyi tufan
kıyamet kopar tek başına susanlar için bir kere daha
hani sonra geçen gece de bitmişti, bil
yarın da bitecek
bir saat gecikince her şey
dillere dolanan
koca bir hiç
kıyamet kopacak tek başına susanlar için bir kere daha
patırtı, yalnız duruyor içimde
hiçliği anlıyorsun...
yüreğinize sağlık
👍👍👍👍
Bir mavi çalarım düşünden...
O şiirimin finali şöyleydi;
"Son mavi de çalınırken düşünden Çöz bakışlarını üstümden..."
Şiir harika bir girişle sahne almış.
"hiç insan sığar mı tabuta ardında bir mavi bırakmışsa"
İnsanı derin düşüncelere gönderen şair okuyucuyu daha en başta düşünmeye zorluyor. Hem de merak içinde bırakarak.
Rüzgar Uz şiirlerini okumak, algılamak, yorumlamak ciddi bir zaman gereksinimi doğuruyor. Şairi tanımaya çalışıyorum ama elimde çok veri yok.😡
Kelimeler aracılığıyla ip uçları arıyorum.
Dizeler arası geçişlerde çok başarılı. Şiir tam bir bütünlüğü koruyor ve de şiir adına ne yapılması gerekiyorsa o yapılıyor.
"Masada ayık olmayan saat..."
Çok güzel bir anlatış.
Final ise başlı başına alkışı hak ediyor.👍
Şiirkolik genç bir ustaya sahip olduğu için sevinçli.
Rüzgar Uz, seni tanıdıkça şiir daha çok mutlu olacak👑👑👑
kızma şimdi sadece bir tur dönüp selamlıyorum hele bir güneşin kızarsın yüzü ay aydınlatsın geceyi o vakit geleceğim...
yormaya