D/üşüyorum

Parmak uçlarında üşüyor karanlıklar
Bir uyku boyunda ahşap salınışlarıyla düşlerin
Eli kolu bağlı kıyıların
Martı kanatlarında soluksuz düş/üm
Özlem dalgaları öpüyor gözlerinden
Hıçkırıklı bir yanımız...
Hicranı g/örüyorum...





Sükût düşüyor iştahla
Sessiz geçişlerinde gemilerin
Bir şarkı mırıldanıyor yakamozlar
?düşlerin parlayıp söndüğü yerde
Buluşmak seninle bir gece vakti?
Hazanı süslüyorum...






Gözlerim karışıyor ay karalığa
Buzulunda şaşkın hasret boyun eğiyor
Cilbablarda ziynet aşk kudretince
Meğer yalnızlık ağaçta tek başına solan yaprakmış
Kızılca efkârında akşamın deniz vuslatmış
Yakamozlara gülüyorum...






Yüreğin kıyamıdır
Duru sayfaların dibacesi
Gökyüzü mavi güller kırmızı
Budanır yüreğin körpe filizi
Günün en mai yansımasında
İçli bir ah büyülenen ağrılar
Türküler söylüyorum...







Kırılıverir sensizlik göz ucu seferinde
Sarılır benliğime köz köz fasıl rüzgârı
Hülyamda senli yazlar saklarım
Bahçelerim lalezar
İncitmez diken batığı sızı
Ölmeden gül kızılı
Yaprak yaprak düşüyorum...








Kurşun sekmelerinde kader figanı
Safi kaygılar gün görümü göz göze
Yurtsuz sızlanmalara kaç töhmet biner
Vurmalı yazgıyı iki kaşın ortası
Dinmez vuslat kaygısı
Ne ki kurşun ağrısı?
Dönülmez yola bir bakış atımında
Gerçekler debelenir kader ağında
Denizlere d/üşüyorum...







Martı seslerinde öğütülür düşünce
Koşmalı denizin esrarlı kefenine
Kesilmez iç ses çığlık çığlığa sus pus
Martı kanadında soluğum can çekişmekte
İnzivaya çekilir güneş tan göverir aniden
Bardaklarda yarım kalır demsiz çay
Yudum yudum ah içilir
Kem biçilir kadere
Peçesi düşer gerçeğin
Dokunur saçlarına ılık rüzgârlar
Seyahat eder kulakta nida
Ruhun sırtlanır gecede zeval sunaklarını
Gözlerin yıkanır ay'la
Kederdendir elbisen dolunaya inatla
Efsunlu yıldızlar kınarken hüznü
Siluetin vurur yansımalara...
Gemileri g/özlüyorum...