Ellerim Senden Başka Tene Dokunmasın

Kim demişti, bu gitmeler sebepsiz
Ayrılık vakti yine geldi işte, bu şehirden
Zindanlara kelepçeleseler de ayaklarımı
Ararım senin tüm güzelliklere sinmiş siluetini

Her ışığa sen diye bakarım
Kamaştıkça gözlerimi kaparım,
Suya vurmuş aksın işlenir optik nöronlarıma
Susarım... Ağlarım

Ellerim senden başka tene dokunmasın diye,
Mısır piramitlerinin altında gömülü kalır.
Kalbimi mumyalarım,
Sana açan gülü solmasın diye

Gün olur,
Poyraz rüzgârlarına takılırım
Bakarım her yere delicesine
Ararım, ararım seni her yerde
Kesilir sensiz bedenim, tuza banarım
Sessizce... Ağlarım

Gün olur,
Adını bilmediğim bir rıhtımda
Nereye ve ne zaman gideceğini bilmediğim bir gemiye binerim
Nasıl martılar bir lokma simit parçası için olanca gücüyle kanat çırparsa
Bende her dalganın şeklinde senden bir şeyler ararım
Gözlerim dolar... Ağlarım...

Gün olur,
Tarih sayfalarına sıkışmış bir harpte
Veyahut tozlanmış raflara kaldırılmış Tevrat'ta
Filistinli annenin şefkatinde
İsa'nın çarmıha geriliş ıstırabında
İçimdeki çocuğun gözlerini kanatırım... Ağlarım...