Eşekname

I

Bir varmış bir yokmuş evvel zamanda,
Kir çokmuş tuz kokmuş hân-ı çemende;
Kuyruklar baş olmuş kıçlar dümende,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Zurna tellal iken battal tumanda,
Sinek taksim geçmiş kırık kemanda;
Bir beyaz cam varmış bir de kumanda,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Daylaklar ıklarken eğrek kumunda,
Kurtlar pusu kurmuş deve damında;
Havutlar ham olmuş zahir zeminde,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Bir boz eşek varmış aklı çemende,
Anırınca boynu gelmiş kemende;
Binmişler soyuna Hint'te Yemen'de,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Dar geçitten geçmiş sual sorulmuş,
Yazılmış fermanı mührü vurulmuş;
Edep yeri üryan Çin'den görülmüş,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Yemsiz yakalanmış gaflet ağına,
Ustalıkla dönmüş soldan sağına;
Döneklik bulaşmış haşmet çağına,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Hakir gönlündeki geven başakmış,
Medeni dünyada eski kuşakmış;
Namert kapısında sadık uşakmış,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Sırça saraylarda zevcesi yokmuş,
Karnı zil çalsa da gözü pek tokmuş;
Sırtına semeri vuranlar çokmuş,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Kısrağın cilvesi yorgan döşekmiş,
Azgınlık ayında deli fişekmiş;
Zürriyeti katır kendi eşekmiş,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Cambazın kaytanı kırmış kirmanı,
Sahte halaskârlar sarmış ormanı;
Muhteris eşekler soymuş harmanı,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Harabat erbabı dönüp bakmamış,
Mestane tayfanın gıkı çıkmamış;
Bağına dadanan şerden bıkmamış,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Kulakları uzun anlağı noksan,
Boz eşek ambarı yek ile yeksan;
Sefalet diz boyu nereye baksan,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Ecnebi cebeci kurmuş oyunu,
Torbasına koymuş umum düyunu;
Bin parçaya bölmüş eşek soyunu,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!


II

Hasmından azade dostun berbatı,
Nafakası olmuş mevlit şerbeti;
Son umudu bilmiş zalim gurbeti,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Yaban ellerinde namı duyulmuş,
Alnı sıvazlanıp teri soyulmuş;
Her nasıl anırsa küfür sayılmış,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Hasret yamacında dikenler biçmiş,
Hasların içinden hamını seçmiş;
Karın tokluğuna sahrayı geçmiş,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Kervanın önünde kılavuz olmuş,
Yıldız falı bakıp yolunu bulmuş;
Kerkinmiş deveye tüyünde solmuş,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Samyeline karşı yüğrük gidermiş,
Yük altında yolu Şam'a kadarmış;
Emekleri sağdıç ömrü hedermiş,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Acı göle maya çalmış tutmamış,
Dost nasihatine aklı yetmemiş;
Avare gezinmiş rahvan gitmemiş,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Mecusi camından huşuyla bakmış,
Körüklü marpucu uçkura takmış;
Kader lülesinde tömbeki yakmış,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Hakikat aramış cümle feyyazda,
Softa geçinenler yokmuş niyazda;
Medreseden geçip kalmış ayazda,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Bezirgân sultası canına minnet,
Müşrik buyruğuyla edilmiş sünnet;
Dünya pahasına satılmış cennet,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Alaylı denilmiş alay edilmiş,
Kışlaktan yılkıya seyre gidilmiş;
Mektepli mektepsiz beleş güdülmüş,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

İsyankâr olmamış mülayim tavrı,
Yağmur yalağında süslenmiş nevri;
Beşer seyreylemiş şaşarlar fevri,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Sağrısında kulunç avurdu çökmüş,
Geçim göçüm derdi belini bükmüş;
Sırtlanlar gözünü gerdana dikmiş,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

Mezbahadan geçmiş bozu karası,
Tartılmış eşeklik yokmuş darası;
'Nallı kuzu' demiş mahlas şûrası,
Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!


25 Eylül 2010 İstanbul

21 Aralık 2010 70 şiiri var.
Beğenenler (19)
Yorumlar (12)
  • 13 yıl önce

    👍Biraz da masalımsı bir hava da, güzel bir şiir ortaya çıkmış, tebrikler ellerinize sağlık...👍

  • 13 yıl önce

    Çok şeyi ... çok güzel anlatmışsın.. Kutlarım

  • 13 yıl önce

    2 Ona bu duyguyu yaşatan ortada dönen iki yüzlülükler.Kandırılmanın ve akdatılmanın ne menem bir şey olduğunu herhalde herkes bilir.Bence isyan bunadır.Şiirin başından sonuna kadar kendisi ile ilgili hiçbir atıf yapılmamış.Kendimi saymasam bu kuşağın en temel özelliği bu.Hep verici olmak.Eldekileri toplarsak hiçbir şey yapılmamış.Bunun üzüntüsünü acıyı iyi çekenlere sormalı.Ağlaklar bu işten anlamaz.Onlar bir gün ağlar,ömür boyu gülerler.Onlara diyelim ki:Böylesi bir dize yaz.Asla olmaz,yazamazlar.Acıyı çekenler neler yazıyorlar?Destanlar ortaya çıkıyor.Biz, bu dostların çok temiz olduklarına ınanırız. Sevgi ve saygılar dost yüreğe.😙😙😙😙😙😙😙😙😙😙😙👍

  • 13 yıl önce

    Bu şiirin neresine yorum yapayım.Hangi dörtlüğü alsamayrı bir güzel,ayrı bir yorum yapmak gerekir.En iyisi bven işi kuşak denilen olgu ile açıklayayım.Yetmiş sekiz denilen kuşak var ya değerli dost o kuşaktan.Her şeyi bilen,her şeyi gözlemleyen fakat çıkarı için asla hakkından ötesine tevessül etmeyen kuşak.Yüreği yurt sevgisiyle donanmış.Olanlardan ve olacak olanlardan derin endişe duyan gönül.Bu duruma gelmenin nedenleri tek tek fazlasıyla sıralanmış."Böyle gelmiş böyle gider"sonucuna varılmış.Ben şair dostun böyle düşündüğüne asla inanmam.Çünkü yapılan değerlendirmelerde derin üzüntü var.

  • 13 yıl önce

    Ecnebi cebeci kurmuş oyunu, Torbasına koymuş umum düyunu; Bin parçaya bölmüş eşek soyunu, Böyle gelmiş böyle sürülmüş sefa!

    Her dörtlüğü mükemmel harika hiciv ve ben burasını sevdim aldım.. Ne diyebilirim ki eşek olduktan sonra semer vuran daha çoookk olur yüreğinize sağlık Murat bey tebrikler..👍👍👍👍😙😙😙😙