Eski Hayat
Hatırladım çocukluk günlerimi
Şiir yaptım köyde gördüklerimi
Nasıl unuturum bildiklerimi
Zor ama güzeldi o eski hayat
Ahıra gömerdik pinir çömleği
Köy yerinde bulamazdık gömleği
Elimizde vardı çoban değneği
Zor ama güzeldi o eski hayat
Tarlaya giderdik omuzda tırpan
Hayvana derdik azmı geldi arpan
Kuş avlamak için yapardık sapan
Zor ama güzeldi o eski hayat
Patozlar döverdik orta harmanda
Toza bulanırdık sapta samanda
Kurda yem olmak var siste dumanda
Zor ama güzeldi o eski hayat
Sin sinler oynardık davul zurnayla
Gelini alırdık eli kınayla
Çoraklı kaşlar yıkılır halayla
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kağnıya koşardık bir çift öküzü
Düğün yapmak için beklerdik güzü
Çobanlar heybeyle toplardı yüzü
Zor ama güzeldi o eski hayat
Diş açardık değirmenin taşına
Su almaya giderdik çay başına
Doyum olmaz tarhananın aşına
Zor ama güzeldi o eski hayat
Bulgur kaynatırdık bakır leğenle
Yarmalar döverdik taştan dibekle
Yapılan her işte nöbetler bekle
Zor ama güzeldi o eski hayat
Bahçeye dizerdik arı kovanı
Aramazdık yağlı ile yavanı
Misafirler şenlendirir yuvanı
Zor ama güzeldi o eski hayat
Duvarlar örerdik kerpiçten taştan
Güzele bakardık damdaki kaştan
İnsanlar sıkılır çok süren kıştan
Zor ama güzeldi o eski hayat
Damla damla dökerdik sıcakta teri
Toprakla yoğrulduk öteden beri
Köyün odasıydı toplantı yeri
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kasımda katardık koçu sürüye
Evlenirdik mendil korduk dürüye
Gidilir şehre yürüye yürüye
Zor ama güzeldi o eski hayat
Ava giderdik tüfekler tek kırma
Kurşunu eritir yapardık saçma
Hoş olur yazın harmanda yatma
Zor ama güzeldi o eski hayat
Çocukken oynardık kemikli notak
Topaç çevirirdik nasıl unutak
Yüklüğe dizilirdi yünlerden yatak
Zor ama güzeldi o eski hayat
Dağlarda güderdik koyunla kuzu
İçinden seçerdik sağmalla yozu
Biber olur kesli samanın tozu
Zor ama güzeldi o eski hayat
Geçen arabadan isterdik gaste
Bir acı olayda yazardık beste
Hindi tavuk beslenirdi kümeste
Zor ama güzeldi o eski hayat
Ekinleri yıkardık sererdik sergi
Karasaban pulluk yapardık hergi
Kimse bilmezdi gazete dergi
Zor ama güzeldi o eski hayat
Sular getirirdik dağlar kazarak
Çeşmeler yapardık fatiha yazarak
Sevap alınırdı hayır yaparak
Zor ama güzeldi o eski hayat
Keçiden kırkardık bembeyaz tiftik
Yaylaya çıkardık sanki bir çiftlik
Yürekte olurdu yiğitlik mertlik
Zor ama güzeldi o eski hayat
Yarış ederdik gitmeye camiye
Su verirdik bahçesinde selviye
Bazen gelirdi jandarma devriye
Zor ama güzeldi o eski hayat
Yağmur için yapar idik dualar
Sarı dedede keserdik kurbanlar
Dağılırdı köye etli pilavlar
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kar yağınca yol açardık kürekle
Unları elerdik ince elekle
Sevgiler olurdu temiz yürekle
Zor ama güzeldi o eski hayat
Gölünü yapardık yeşil ördeğin
Kınasını al yakardık güveğin
Önünü geçmezdi kadın erkeğin
Zor ama güzeldi o eski hayat
Yorulur uzanırdık çimenlere
Göğüs gererdik dertle kederlere
Konak dökülürdü bütün evlere
Zor ama güzeldi o eski hayat
Baharda yapardık ağaca aşı
Çorakla örterdik biz köyde kaşı
Mezara dikilir boz mezar taşı
Zor ama güzeldi o eski hayat
Düğünde verirdik koyundan saçı
Kasket giyerdik başımızın tacı
Zengin doyururdu fakiri açı
Zor ama güzeldi o eski hayat
Gelini alırdık sarı motorla
Dökmeci gelirdi atla katırla
Okudukça sen bunları hatırla
Zor ama güzeldi o eski hayat
Ekmeğe sürerdik bal tere yağdan
Taze ayranlar içerdik turfandan
Fakire pay dağılırdı kurbandan
Zor ama güzeldi o eski hayat
Armut ağacından toplardık burcu
Küçük yaşlarda tutardık orucu
Korulara bakardı bir korucu
Zor ama güzeldi o eski hayat
Bahçe kenarına dikerdik çelik
Pantol yamalıklı çarıklar delik
Dağlarda öterdi kınalı keklik
Zor ama güzeldi o eski hayat
Tınaz savururduk dirgen yabayla
Soğukta ısınırdık teneke sobayla
Badem ceviz saklanırdı torbayla
Zor ama güzeldi o eski hayat
Sabah uyanırdık horoz sesiyle
Höşmerim karardık bakır tepsiyle
Tırpan bilenirdi çekiç örsüyle
Zor ama güzeldi o eski hayat
Komşuya verirdik komşuluk hakkı
Kazmayla kazardık su gelen arkı
Cebimizde gezerdi sustalı çakı
Zor ama güzeldi o eski hayat
Geceleri yakardık idare fener
Ders yapardık gazlı lambalar söner
Büyüğe saygıydı en güzel hüner
Zor ama güzeldi o eski hayat
Dağlardan kazardık kara geveni
Çakmak taşıyla dişlerdik düveni
Kimse sevmezdi başı boş gezeni
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kevgirde süzerdik kışları hedik
Tandır saçının altını küllerdik
O zamanlar çokça bazlama yedik
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kışın oynardık yüksük bulmaca
Tezek yakardık pek tüterdi baca
Kandilde okurdu evleri hoca
Zor ama güzeldi o eski hayat
Hasır örerdik göldeki kamıştan
İş alırdık Türkmen Ali çavuştan
Yapı örtülürdü toprak harpıçtan
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kırkta bir koyunu verirdik zekat
Hak emretmiş bunu buydu hakikat
Korunur her zaman amayla sakat
Zor ama güzeldi o eski hayat
Baharda toplardık üfelek yemlik
Ad korduk çocuğa mana yok emlik
Közün üstünde kaynardı demlik
Zor ama güzeldi o eski hayat
Çoraktan seçerdik akla gök sıva
Badana olurdu bunlarla yuva
Lüküs sayılırdı çinkodan tava
Zor ama güzeldi o eski hayat
Çorba pişirirdik sakala sarkan
Sap çekerdik sapa bağlardık urgan
Çobanlar taşırdı keçeden yorgan
Zor ama güzeldi o eski hayat
Sürüye bağlardık zille tongurdak
Kuzuya takardık küçük tıkırdak
Çorba için kızarırdı kıkırdak
Zor ama güzeldi o eski hayat
Pide somun pişirirdik fırında
Eyersiz dururduk atın sırtında
Sümbül menekşe yetişir kırında
Zor ama güzeldi o eski hayat
Ekinler biçerdik ayakta tönge
Ayakcak bağlardık sağlardık denge
Saman atmaya açılır dönenge
Zor ama güzeldi o eski hayat
Dut alırdık gelen dutçu dayıdan
Cin kovardık gece tutulan aydan
Su çekilirdi helkelerle kuyudan
Zor ama güzeldi o eski hayat
Tutkallar yapardık pisi balından
Sepetler örerdik söğüt dalından
Hayır verilirdi dünya malından
Zor ama güzeldi o eski hayat
Unla bulgur doldururduk ambara
Kesme tezek çıkarırdık damlara
Hasır altı olur idi kumbara
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kirman eğirirdik koyun yününden
Bayram ederdik arefe gününden
Misafir gelir komşu düğününden
Zor ama güzeldi o eski hayat
İspirtoyla yakardık gaz ocağı
Köpeklere yapardık yal çanağı
Sabah çiğiliğinde düşer kırağı
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kalburla elerdik bebe toprağı
Küplere basardık asma yaprağı
Fakirim alamazdı cam bardağı
Zor ama güzeldi o eski hayat
Yağmurda çekerdik damlara yuvak
Bahçe sınırına dikerdik kavak
Değirmen argına kurulur savak
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kış günleri çekerdik pişmaniye
Hasta olanı sarardık deriye
Başlanan işten dönülmez geriye
Zor ama güzeldi o eski hayat
Pekmezden karardık öküz helvası
Sulu sulu yerdik ekmek ayvası
Tandır saçında pişerdi yufkası
Zor ama güzeldi o eski hayat
Közleme yapardık küllenen közde
Dürüst çalışmakla olurduk gözde
Her zaman durulur verilen sözde
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kesekli tarlaya çekerdik tapan
Tilkiye sansara kurardık kapan
Duayla anılır köye yol yapan
Zor ama güzeldi o eski hayat
Düğünde söylerdik sıra türküsü
Kapıya takardık kapı sürgüsü
Beş şişle örülür çorap örgüsü
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kırık çıkıklara sarardık katran
Aynı yaştakine diyorduk akran
Aracı insanlara derler kotaran
Zor ama güzeldi o eski hayat
Meşeden toplardık palamut mazı
Düğünden düğüne dinlerdik sazı
Eskiden ovaya denirdi yazı
Zor ama güzeldi o eski hayat
Bayrak kaldırırken keserdik horoz
Samanlık eşerken yutardık biz toz
Kısır olan koyuna denirdi yoz
Zor ama güzeldi o eski hayat
Sofra korduk sini bazende tapla
Yemekler dizerdik kalaylı kapla
Günler sayılırdı eski hesapla
Zor ama güzeldi o eski hayat
Mübareke giderdik düğünlerde
Dos dos yakardık kına gecesinde
Hacı magul çıkar seğmenler önde
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kocaman küplere kurardık sirke
Atın yularına bağlardık zikke
Başa giyilirdi yeşil bir takke
Zor ama güzeldi o eski hayat
Def çalardık kınalarda şinnikte
Oyun oynardık düğünde şenlikte
Özlem var bunlara İrfan Çelikte
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kındıra otundan örerdik tura
Pes etmek yoktu direnirdik zora
Ne makbuz bilirdik nede fatura
Zor ama güzeldi o eski hayat
Kepennikten iner idik ahıra
Sela ile uyanırdık sahura
Bir güler yüz ilaç idi kahıra
Zor ama güzeldi o eski hayat
Bıçkıyla toplardık çalıdan çalgı
Yaraya sarardık çarşafdan sargı
Her insana eşit olurdu yargı
Zor ama güzeldi o eski hayat
Bahçe karığına dikerdik firek
Pazardan alırdık çelikten kürek
İneğin iyisine denirdi sürek
Zor ama güzeldi o eski hayat
Gölgeyle bilirdik bazen zamanı
Yırtıcı kuşa vermezdik amanı
Kabaca tüterdi tezek dumanı
Zor ama güzeldi o eski hayat
İrfan derki nerde kaldı bu hayat
Şimdi herşey modern fakat çok bayat
İnsanlar alamıyor yaşamdan tat
Zor ama güzeldi o eski hayat
04/09/2002
09/09/2002
tebrik ederim efendim..👑
sevgiler
saygılar
Günün siirini ve sairini kutlarim kaleminiz daim olsun.
yüreğine kalemine eline emeğine sağlık can abim
çok çok güzeldi
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👑👑👑👑👑