Filler Mezarlığı...

Yüreğim, deniz seviyesinde bir atmosfer basıncı altında
Otuz dokuz buçuk, yanıyorum...
Gözlerimin Amasra kömürü karası mı
Öyle izdüşümü değil, yanılsama değil,
Hangi yokuşta tıknefes kaldım bilmiyorum
Hikâyemi hissettiğimde kalbimin
Tırmıklandığını hissetmişimdir hep
Filler mezarlığında
Öksüz kalmış erzakım...




Hangi şarkı seni anlatır demiştin ya dostum,
Ben de 'herkes kadar aldım acılardan?
Demiştim...
Üzerinden herkes almış da bana biraz
Koyusu kalmış sanırım dostum
Canım deniz seviyesinde bir atmosfer basınç altında
Ateşim otuz dokuz buçuk yanıyorum





Ayaklarım yaya, hayallerim atlı
Ye-ti-şe-mi-yo-rum kavaklara...




Sol yanımı bir yere götüremiyorum
Çünkü hisleri yitik dokunuşları silik...
Varlığını hissetmediğim şeyi
Taşımamaya karar verdim yük olmasın diye
Daha bir rahatım şimdi
Sol yanımsız, daha bir Hafif...
Kuma yazılmış yazı gibi
Buza kazınmış alın yazısı gibi
Gözyaşını gözyaşıma kat dostum
Birlikte süzülsünler yanağından aşağı
Ama gönlünden aşağı
Bırakma sakın aman ha !!
Amaçsız yaşamak değer değil..
Değer değil susturulmak...





Gül'ü kül'den bir harf ayırır
İnsanı insandan kim ayırır dostum
Çocuk elini yakar ya sobada
uzatmaz bile bile bir daha
Öğrenmiştir çünkü ateşi görünmezliğini
Acının hissedilirliğini
dokunmanın sancılar doğuracağını bilir artık...
Dokunmadan yandı hep sol tarafım...





Riya yok, takiye yok...
Çıkmıyor çıkamıyor ağzımdan
Olmadan sevgi sözcüğü
İşte en çok o zamanlar bırakıyorum
Sol tarafımı müstakil...
Hani sana filler mezarlığından bahsetmiştim ya
Sanırım yola çıktım.
Ama yalnız değilim
Ben, benimle gidiyorum baş başa
Duyduğuma göre iki fillik yer kalmış salkım söğüt altında
Ben de gideyim dedim kendimle birlikte
Ben yalnız
Diğer ben sol tarafsız
Konuşmadan kaygısız
Yer belli
Neden belli!!!





Ölümü bekle diyorlar dostum
Neye ihtiyaç duyar ki ölümü bekleyen
Elbiseye mi?
Aynaya mı?
Güzelliğe mi?
Güneşe mi?
İnsan gibi yaşayabilmeye mi
Boğazda balık yemeğe mi
Çamlıca'dan İstanbul'u seyrederken gözlerini kapatıp dinlemeye mi
Ballıca mağarasında gözleme yemek mi
Sevdiğinle sohbet mi sıcacık
Nedir ihtiyaç?





Ölümü bekle diyorlar!!
Yaşarken sustur gülüşlerini
Dokunma yüreğine
Dokunma diyorlar...
Senin neyine yaşamak...
Neyine kahkaha atmak
Tebessümlerimde sakladım umutlarımı dostum
Günyüzü görmeden soluverdiler
Ellerimde gülden kalan çizikler
Sarmalamadan, ellerimle dokundum gözyaşlarıma...






//Yol!! Bekle geliyorum...
Tek değil benle birlikte geliyorum.
Sessiz, rahatsızlık vermeden âleme...//





Mimoza çiçeğini de çok severim
Kurumuşuna bayılırım kıyamam...
Saygıyla konuşması yüreğindeki canın
Kaymaklı ekmek kadayıfını bide...





Toplum denilen canavarın
sakızı bol cebinde...
Yazılı olmayan kurallar bağlayıcı maalesef,
Ben konuşmayı unuttum zamanla dostum...
Çaresizce yaşatılan hüzünler vakitsiz ölüm gibi






Otuz iki dişten çıkan
Otuz iki orduya yayılırmış biliyor musun dost
İki kişinin bildiği sır da değilmiş
Bir de 'Çin Seddi? uzaydan görülürmüş






Ben ve ben
Birlikte
Yola çıkacağız
Filler mezarlığına
İki fillik yer var dedim ya
Azık olarak yalnızlığı
Yoldaş olarak sevgisizliği alayım diyorum yanıma
Ne dersin dostum?




Son yokuş,son patika...
Tırmanıştayım....




Bekle sessizlik
Bekle kimsesizlik,
Bekle yalnızlık, çaresizlik
Sensizlik bekle geliyorum...





Segimle kal hayat
Sevgimle kal dostum
Hoşça kal
Kocaman bir hoşça kal...




Not:Bir hayat hikayesidir...Dostuma saygımla...

03 Haziran 2009 326 şiiri var.
Beğenenler (22)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (26)
  • 16 yıl önce

    Bekle sessizlik Bekle kimsesizlik, Bekle yalnızlık, çaresizlik Sensizlik bekle geliyorum...

    Segimle kal hayat Sevgimle kal dostum Hoşça kal Kocaman bir hoşça kal...yuregine nazar degmesin tbrkkk👍👍👍