Gam Miktarı Dört Koca Yıl
Kırık dökük bir pencerenin
Soluk renkli pervazına dayanmış
Öylesine zebun bir geceyi daha sana yakıyorum
Yutkunuşlarıma söz geçiremiyor düğümlenen sözlerim..
Tutunduğum yüreğinin aydınlığı
Bir avuç toprağa yenikken
Gam miktarı adın tazelenen söz yaşımda yeniden...
Şimdilerde daha bir ağrılıyım
Daha bir kırgın bakıyor gözlerim
Ayrılık şerbetinin karanlık teninde çoğalıyorum bin bir sitemle
Zanların buyruğunda incinir uykularım
Farkındalığının koyu karanlığında aklaşıyor saçlarım
Bentlerinde yokluğunun sağılır sancınan dünler
Düşler suskun zamansızlığına
Ne baharın tadı var şimdilerde
Ne kışın adı
Gözlerine gizlendi renklerden yeşil
Gökyüzü mavi değil artık
Denizler gri
Çizgili yüzüne saklandı
Toprağınla örtündü neşem sevincim...
Telvesinde soğuk bir güneş ki,
Günyüzü aralamaz düş gördürmez boşluğun
Tutunmalı tek, kederim yaşama
Sen gideli yoz ağıtında boğuldum sözcüklerin
Ünlemlerim sessiz noktalar kifayetsiz
Yarımım baba...
Gölgende yatmayı özlüyorum
Okşamanı nasırlı ellerinle
Buğulu sesinle
Dokunuşunu kulaklarıma adımla
Gözlerinin yeşilinde savrulurken yollarım
Bilmezsin sen! hala ağlıyor hala sana ahvali düşüyor hasret renkli türkülerim
Vaktinden önce gidenim
Yüreğimde dinmeyenim
Gözlerimde inci inci kefaretim
Özlemim...
Alnımdaki çiziklerde uyutuyorum vuslatı
Hala tesellisiz resimler renksiz gölgeler gibi başucumda
Sana dört koca yılın isyanını düşüyorum her defasında
Ve her defasında toprağının başında öykümüze ağlıyor
Anımsatıyorum ağaçlara,kuşlara
Sabaha doğacak sensizliğin hesabını tutuyorum her defasında...
Eza bir ezgi yadigârında
Hatıranın kıblesinde kendimi bulduğum
İçin için dağlandığım...
Soluksuz zılgıtın eşiğinde senli bir hoyrat yutkunurum
Şeb-i Yeldanın peçesinde ağlanırken günlerim
Katre-i mateminde debelenir hüznüm, kederim
Sana dualar sıralıyor leblerim
Bir söz yaşı düşüyor sensizliğim
Bu günde sensizlik deldi de geçti
Bu günde alevlendi gözlerim
Okşarken ayrılığın tenimi
Bu günde gece baba...
Karanlığın kollarında ölüm diliyorum bu defa
Çehremde varken figan hasret ve cefa
Ve sana dair iliklerimi dolduran eza
Doymamıştım henüz sana
Koklamadan kana kana
Hakikat seninle öldü baba
Yüreğimin yaşayan hüzün bestesi
Bütün mısralarımın ihtişamlı öznesi
Özleminin omzuna yaslı fikrim
Hep benim içimdesin
Üşüyorum baba
D/üşüyorum ...
Sılasız Yalnızlığımda
Seni sana ekliyor çaresizliğim
Nafile seslenişim biliyorum
Seni özlerken sözüm yaşıyla
Bin dua sıralıyorum kil toprağına.
Rahat uyu ellerini yüreğine bağla da
Sarıl duamdan yorganına
Hoşça kal baba
Hoşça kal ...
H O Ş Ç A K A L
//Ahhh... Baba, kefenlenmiş bedeninin esaretinde, abu revan gözyaşım,
Bir gözün açık hala ,
Bakma baba!
Bakma bana öyle kırgın
Öyle perişan
Ölüyorum her defasında
Bakma Allah aşkına...//
30EKİM2009
Çok derin bir duygu ve de hüzün yüklenmiş mısralara. özlem denen duygu çok hoş yüklenmiş mısralara.şiirin tümünde derin bir hasretin kokusu sinmiş bütün dizelere.
Acınız öylesine hüzünlü damıtılmış ki mısralarınıza, gözlerin nemlenmemesi için taş olması gerekir.Hatta taşlarda kayalarda bile su sızıntılarını görmek mümkün olur diye düşünüyorum😥😥
Babanızın Mekanı cennet olur inşallah. Allahım tüm babalara uzun ve sağlıklı ömür verir inşallah.
Bu duygu yüklü d şiiriniz için sizi tebrik ediyorum. saygılarımla👍
acını yürekten paylaşıyor
allah yerini cenn et etin diyorum
hazal bacım
sağlıklı ve mutlu bir yaşam temeni ediyorum
😙😙😙😙😥😥😥 hazal ben şuracıkta ağlarım dokunma sakın😥😥
kalemini seviyorum ama bu dizeler acıttı yine 😙😙
bir melek şunu fısıldamıştı bana uzak bir zamanda değil çok yakında:
"Kızların babaları hiç kaybolmazki...."
sonsuz olan şey ona duyulan sevgi ve o sevginin her gün getirdiği bitmeyecek özlem..
sevgi ve selamlarımla..
Hayırlı evlat....... ................ Böyle güzel agıt yaktıran... Hayırlı baba.......... ........... Bu ölümler niye ki..... .............. Şiir yüreğin ta derinlerine işledi hanımefendi.. Her dize bir dua olur ulaşır merak etmeyin.. Sevgimle kalınız......