Göç

ı


gülüşünü arıyorum hâlâ
boşaltılmış bir sokağın kaldırım taşlarında
kullanılmış harflerle baştan yazıyorum
toplatılmış bir kitabın önsözünü
ve ilk kez çayımı bitirmiş oluyorum
taranmadan ayrılırken bir kahveden

soluğumdan yorgun bir şiir geçiyor
yeni bir ülkede doğuruyorum seni sancıyarak
hiç sevişmiyorsun benimle ve korkmuyorum
ve aslında hiç sevişmediysek seninle
bu hiç sevişmedik değildir diyorum


ıı


solumsal bir ayrılıktır seni anabilmek
ilk gözaltısı bir öğrencinin
ilk jop, ilk panzer, ilk gaz
ilk ihaneti meydanların işçisine
artık maskesiz yaşanmaz hiçbir ülkede
ve biz yalnız mayıslarda konuşuruz
eylül ölülerimizle


ııı


aşklar nasıl da leş kokuyor akşamları
bağırıyorum sevgilim olabildiğince
ve yaşıyorum ölemediğimce kendimden
hatıraları öldürüyor kent çöpçüleri
ve tenim dokunmamalarından havasız
rıhtıma vuruyorsun geceliğinle

hadi gölgesiyizdir yanık bir güneşin
duvar diplerinde dolanırız ürkekçe
kayıp hatıraları içebiliriz bir sudan
ve ben her an ölebilirim boğularak
intiharına geç kalabilirim bir uçurumun
ve gülüşünü arayabilirim hâlâ kıvrılarak
kapatılmış bir sokağın kaldırım taşlarında


ıv


küfrederek boşaltıyor içini bulutlar
tırnaklarını boyadığın çamurdan ev yıkılıyor
akıp gidiyorsun küflenerek eşiğinden
kızılçamlar boylanıyor toroslarda
bir kibrit, bir sigara ve reçine
yangına çıkıyor yüreğindeki başkaldırı
yüzündeki ben'i dağıtıyorsun rüzgarlara
elimi hiç tutmuyorsun ve ağlamıyorum
ve aslında hiç tutmadıysan elimi
bu hiç tutuşmadık değildir diyorum


v


terli hayaller gibidir seni yaşamak
yaşlı bir sabaha uyanır kollarında kollarım
ertelenmiş tanışmalardan yaralanırım
yaşadıkça eksilir sana emekleyen yanım
ve sen bir meleğin gözlerindeki günah olursun
henüz haberi yoktur hiçbir tanrının senden

birazdan bir ayrılık daha çalar kapıyı
ve ben en fazla
bir şiirde daha kullanabilirim aynı satırı
tek seni sığdıramam bir şiire





kozanda unutarak kendini
bir koya çağırıyorsun tüm gece kelebeklerini
gözlerindeki elâ yeşillenmemiş henüz
ve seni sevmekle lekeleniyor sürincanlar
bir gece prometheus ölüyor en fazla
zeus çıplak bir çocuktur ateşsiz
ve biz ancak bir tiranın öfkesiyiz



vıı


içimdeki dağınık ordunun en yorgun milisiyim
biçimsiz bir ölümü kutsuyorum damarlarımda
heveslerimi ihtiyarlatarak bu son hicretimde
dudaklarımı yaslıyorum dişlerine
dilimin tüm şiveleriyle konuşuyorsun beni
ve gülüşünü arıyorum hâlâ
boşaltılmış bir sokağın kaldırım taşlarında
ve ilk kez sonuna dek dinliyorum
yasaklanmadan bir şarkıda seni...






Irmak - Şubat / 2013

05 Şubat 2013 27 şiiri var.
Beğenenler (18)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (12)
  • 12 yıl önce

    çok güzel..heceleyerek sanki,sanki birilerine ders verircesine akıcı

  • 12 yıl önce

    ilk kez sonuna dek dinliyorum yasaklanmadan bir şarkıda seni... Şiirlerini okumaya değer gördüğüm bir kalem ...Ama hiç bir imla noktalama işareti yok, keşke onlara da dikkat edilse. Kutlarım...