Gün Ağarırken
I-
eski vakit
bir damlacık suydum kendine ağır gelen
ağır aksak aşka dökülüp eriyen sabahlarda
pas tutan gülümsemelere deva
kamburumda taşıdığım naçar aklıma
yük ve şifa
bir tren garında unutulan
yalnızlıktı, yalnızlığımdı
biraz terk edilmişlik
biraz kırgınlığı; inceliğin
kalbimin çatlağında
o vakit
tarumar aklım yosun tutmuş
örselenmiş mantığım iplerinden asılmıştı zihnime
keşke susmasaydım
tenimde üşüyorken maşuk yarım
sevgim buruş buruş kırışmış
geleceğe kaygılı üzüntüler için
mor parıltılı gel gitlerde
şimdi vakit
koru o'nu şükürlerin büyüklüğünce
açılan ellerin yüzü suyu hürmetine
II-
kanamaktan geliyorum
parçalanmış kalbim
kemiklerinden as ürkekliğimi
nakaratlarım var içimde dönüp duran
çoğaldıkça kan revan suslara uzanan
şarkılarım var mırıldanırken sancıyan
ey katre
yanıyor dilim / zemberek
ezber et o'nu ezber et
içine çek hücrelerinin
suçlarından tut masumiyetinin
özgürlüğe sına mülteci kalbini
sersefil akşamları dağıt aydınlığından
sayıkla o'nu, laciverdine dola gecenin
cefa çektikçe sefaya uzak hasretler büyüten kalbim
savunmasız dilim
soluğuma sıkıştı tek buselik bir yangın
kaybetmekten dönüyordum
semah semah
ey ilah, ey illa ah
güneşi içime gömdüm
şakaklarıma bir rüzgar gerek
savrulup ölsem bir yaprak gibi titreyerek
öpsen geçecek biliyorum
dağlarımda sitem
sarmaş dolaş çiğdemlere sufle satar
eşkiyalığım özgürlüğe hasret
III-
mimlenmiş dudaklarımı ısırıyorum
makyajını tazeliyorum aşkın
özleme törpü ve mavi ojeler
dudaklarını bir yosmanın dudakları gibi
kan kırmızıya boyuyorum şehveti
vücudu çırılçıplak
adıyla güze hüzün getiren
asırlardır beklediğim sendin
açılmayan dar kapılarda
kilitli kaldıkça dilediğim
haldaşım, koruyan yanım
bağışlayan sesim
ey kıvılcımlarımdan tutan/tutuşan
ağırlığınca telaş telaş
ve aşk bulaştıran
heyecansız zamanın oyuklarına
sızan ve sızlatan yaram
kumral gökkuşağım / yaşam hevesim
söyle adı nedir bu sevgiden ölmelerin
hep sana
hep varlığına dönmelerin
aramayı unuttum nefreti nicedir
nifak girdaplarında çatladı öfkelerim
sendin aramadan bulduğum huzur
umudum
umurumun elçisi
mecalsizdim ağıt yakıyordu mevsimler
maksat mahal tecellisi
sen tesellisi
aşkın beklentisi
döndükçe kaybolduğum deli iklimim
aşksenim
berrağım
talan günlerimin gülümseri
kuklalara sözüm olsun
onları asa asa dirilteceğim
ve binlerce kere yemin olsun
içimdeki ateş suyu incitmeyecek
tarihe not düşülsün
gözlerinde gördüğüm ışıktır devrim
tutundukça sana
varsın ilmek ilmek sökülsün dünya
dökülsün kuzeyde yıldızlar
bir bigâneyim, ıssızım
ucu yakılmış mektup azizliğinde bucaksız bir ülkeye sığınmak istiyorum
her şehir sana açılıyor, davetsiz girip oturuyorum
dilim sana çağlıyor
gün ağarırken kızıl şafakta
senin için bir kez daha
hamd ediyorum
...
fulya/aralık2011
şiir tadında şiir okudum vesselam gecenin bu saatinde
seni burada görmek
sayfana konuk olmak
şiirine ortak olmak güzeldi doğrusu
kutlarım şairem ilhamın bol olsun hoş geldin gönül dergahımıza.
Bu kalem tufan
Nuhun gemisinden kacmis
tesekürler sair"e
Sevgili Şair,
Şiirlerinizi okumak keyif veriyor.
Şiir yönümüzde benzerlikler var. Siz de kendinize özgü kelimeler yaratıyorsunuz.
'aşksenim'
Çok sevdim bunu👍
İyi şiiri iyi şaraba benzetirim. İyi dem almışlardır ve yıllar geçtikçe daha da güzelleşirler.
Kutluyorum...
savunmasız dilim soluğuma sıkıştı tek buselik bir yangın kaybetmekten dönüyordum semah semah ey ilah, ey illa ah
güneşi içime gömdüm şakaklarıma bir rüzgar gerek savrulup ölsem bir yaprak gibi titreyerek ''
..bu kıtalara geldiğinde özgürlük istedi kalp atışları fakat yetiştirdim finaline sonrası dilekler..çok güzeldi teşekkürler tebrikler...
eski vakit bir damlacık suydum kendine ağır gelen ağır aksak aşka dökülüp eriyen sabahlarda pas tutan gülümsemelere deva kamburumda taşıdığım naçar aklıma yük ve şifa
👍😙👍
güne düşen bu betimlemesel sözcüklerin şairesini kutlarım.Çok içtendi. varolunuz.😙