Güz Sancısı....

Güz sancısı kırılgan bir aşk doğurdu...
Islanan yarınların yüzü güneş çisili
Susuzluğu paramparça geçmişin
Cehennemin cellâdı, kesmişti hesapları
Sorgu yasak düşlere sancıdı..
Mahkûm sayıldı gecede avuntular
Kurşun vurgunu kan aktıkça oluk oluk..
Yaşamak özgürlük mü?
Sordu durdu... Durulamadı
Gururdu yalpalatan...




Elinde intizar name
Yaz çalınanı ne varsa,
Ve azar azar söyle hak payım neresinde
Yazayım defterime..
Güz sancılı şafağı...




Değirmenci Mehmet usta
Değirmende öğüttü aşkı, yüreği yana yana...
Niye susmuş sesler!
Değirmen sancısında...
Mehmet usta yas... Yaslan un olmuş yaşananlar...
Dayan, göğü terk eden turnaların ardına...
Vuslat olan geçmişe yaslan... Yaşlan
Aklandıkça saçın paklan...






...
Gün batımı görmemiş düşleri ağlaştıkça
Ağlaşmıştı sevileri kumral saçlarıyla...
Kâinatın hiçliğinde yankı yaptı yaşları yerle...
Devran bu ya, belki düştü yâdına...
Gözlerinin kıyısında denize damlar yâri
İpek teni soldurur rengini...
Sarı bir oda
İçi nakış nakış hicranı derya...
Gölgesine ağlar gidenin inilti yakarışta...



?Bende bıraktığın kıyamete sürgün sevdan
Asırları sürdü alnıma...
Bir sıkımlık düşüm kaldı
Düşüşlerin ardından...
Gözüm seğirir oldu yalnızlığında...
Elim varmaz duvara tutunamam
Tutsak olan zamana...
Sen ki yüreğimin nehir'i
Süzülen caddelerimden
İnkâr etsen de hani
Sözcüklerin sığınır gözlerime...
Üşürüm kararınla..
Köprü olmuş yürekte
Volta atanım sensin
Dili lal olan günde
Çağlayanım da sensin...
Meraklanma tembihlidir yüreğim
Sığınmaz geçmişime...
Budamışsın kalbini
Takmışsın yeni adlar...
Gücenmedim, sadece
Vazgeçtim senden
Bendeki senden değil
Şimdiki senden?





Değirmenci Mehmet usta öğüttü
Yaşananları
Vurgun saydı
Vurgusu kurgulu yaşanmışlığa...
Ve güz sancılı aşkı
Kırılgan dalı,
Yaprağı yanık sarı
Sırrına düğüm attı
Kapattı ışıkları...




Değirmenci Mehmet usta
Sarıyor alevlerini
Ölüme bir şey kalmaz
Öfke yanardöner
Kör bakar aynalara...
Kapanır kitabın kapağı
Solgun gözlerin özeti
Demi derya bahçesi
Hüsrandı, şimdi ebedi hicran...
Yankılanır bir seda sabah ezanlarıyla...
Merhum
Değirmenci
Mehmet
usta......!