Ihlamur Ağacı

erguvan renkli bir akşam;
sessizce okşayarak yaprakları,
usulca çekilir;
bir çift ıhlamur ağacına,
bırakırdı sokakları.

küçük olanı suç ortağımızdı.
ellerini ilk defa onda tuttum;
yetişebilir miyiz diyerek gövdesine.
çünkü; büyüğünde
bir elimiz hep boşta kalırdı.

yaz gecelerinde;
açık camlardan.
ince bir hüzzam dökülürdü

bir ıhlamur ağacına en çokta
hüzzam yakışırdı
belki de bana öyle gelirdi
hüzzam
ıhlamur kokusu
sen
gece
yaz

hüsn-ü adâptandı,
ismini söyleyemezdim.
belki de korkardım.
biliyordum; söylesem,
dudaklarım yanardı

serin yaz gecelerinde
her yaprağına adını yazdım
kimseler görmedi,
estikçe rüzgar
bana hep seni getirdi
belki de bu yüzdendir;
senin ıhlamur, ıhlamurun sen kokuşu
ve sokağın ikinizden ibaret oluşu

asiye abla
hüzzam makamıyla yalnızlaşan bakışlarıyla
her akşam yapraklarını yıkardı
her gece ıhlamur ağacına ağlardı
asiye abla
onu en çok ben, beni bir tek o anlardı

yokluğunda ıhlamurun etrafını
sevdakâr adımlarla tavaf ederdim
ne zordu bilemezsin
ıhlamur
gece
hüzzam
boğazıma kadar hüzün
ve sarhoşların naraları talan ederdi geceyi
seni
beni
asiye abla'nın gözyaşlarını
cam kapanır;
usulca sönerdi hüzzam
ıhlamurun o sen kokan kokusu yağmalanırdı
ağlardım
sükut-u hayal düşerdi gecenin koynuna

ıhlamuru ilkin asiye abla terketti
tabutunun evden çıkışını gördüm
gözyaşlarını sildiği yazması
üstündeydi
geceden kalan gözyaşları
parlıyordu
ıhlamur
ben
öylece bakıyorduk
süryani lehçesi üçüncü ortağımızmış
-ben biloorduum
biz de biliyorduk
ama hiç deşifre etmedik
bir günah gibi gizledik
sufiyanlar dergahtan çıkıyordu
herşeyden bihaberdiler
ve rahmet okumak onların töresiydi
ve merhametperverdi onları gönderen
rahmandı
rahimdi
yalnızların penagâhıydı

aynı gece bitti hüzzam
sanki sol kolum yoktu
sanki bedenim eksikti
o gece döküldü yaprakları ıhlamurun
o gece ıhlamur;
bir ölünün sahipsiz hüznünü giyindi

sanki bereketi kesildi yağmurun
annem güzâr-ı ömrüm gibi geçti bahar
dedi ya
pencereyi kaparken
işin aslını ben biliyordum
süryani biliyordu..


ve sen gittin sonra
babanın tayiniyle
acı bir hüzzam
ateş gibi düştü
içime
içimize
titredi sanki
o koca gövdesiyle
düşürürken son yaprağını ıhlamur
ben gördüm
adımızın yazılı olduğu yer kanıyordu
sanki delinmişti bağrı
senden emanet sol yanımda
muska gibi taşıdığım ağrı

artık dergâhlarda yasak
hani sufiyanların töresi
hani son dua
yetiş ey rahmet-i hüda

şimdi sırrımla başbaşa kaldım
beni anla asiye abla beni anla
artık bir ben biliyorum ölümü
bir de ıhlamur ağacı
süryani
hiç bir şeyi bilmiyor..

21 Kasım 2011 17 şiiri var.
Beğenenler (21)
Yorumlar (7)
  • 13 yıl önce

    güzel şiirdi tebrik ediyorum şair ilhamın bol olsun

  • 13 yıl önce

    artık dergâhlarda yasak hani sufiyanların töresi hani son dua yetiş ey rahmet-i hüda

    şimdi sırrımla başbaşa kaldım beni anla asiye abla beni anla artık bir ben biliyorum ölümü bir de ıhlamur ağacı süryani hiç bir şeyi bilmiyor..👍

    Yine güzel dizeler kutlarım tebriklerimle...