İstanbul Bakışlı Adam
İstanbul'u içiyorum 
Bir fincan kahve tadında 
Havada isyan notaları dolaşıyor 
Bulutlarda hüzzam bir beste 
Bakışların geliyor önce aklıma 
Sonra burnuma yosun kokusu 
İstanbul'u demliyorum 
Bakır bir semaverin 
Porselen demliğinde 
Gönlüm sancılı, kalbim yaralı 
İçim acıyor, sesin kaybolalı 
Senli akşamlardan geçip 
Dönüyorum köşeyi 
Şuradaki balıkçı Veli dede değil mi? 
Salmış oltasını denize 
Sessiz sakin 
Sigarasını tüttürmekte 
İstanbul'u seyrediyorum 
Sen gibi akşamlarda 
Karşıda Topkapı Sarayı 
Ağına takılmış da çırpınır Kız Kulesi 
Ağlamaklı 
Uzakta adalar görünüyor, göz kırpar gibi 
Hangisi sen kadar güzel ki 
İstanbul'un sayfalarında geziniyorum 
Eski bir hikayeyi yaşar gibi 
Kabataş'tan geçiyorum sıkıştırarak adımlarımı 
Galata'da balık ekmek 
Martılara simit kırıntıları 
Eminönünde güvercinlere saçıyorum benden kalanları 
Boğazın sularına dalıp gitmek vardı şimdi 
Ya da bir salıncak kurup köprü ayaklarına 
Sallanmak aldırmadan, gelip geçene 
İstanbul bakışlı adam 
Yüreğim sana yaralı 
Sen kokuyor sahili 
Sen açıyor yıldızları 
İstanbul kadar çılgın 
İstanbul kadar gizemli 
Düşlerimde seni dinliyorum 
İstanbul'u ise geceleri 
...27.01.2007

Eylül hanım her zaman gibi döktürmüssünüz kaleminizin hünerini kağıtta buna beyaz kağıt ne yapsın. Saygılarımla
İstanbul büyüklüğü kadar insanlara farklı izler ve farklı duygular bırakır. kimi o geçmişten kalan güzellikleri yaşar duyar ve yazar kimi ayrılıkları kimi de aşkı açlığı soğuğu... edebiyatta çok az şehir vardır şiire tema olan ama istanbul dünyada en çok şiir yazılan şehir.
İçimde ayak izlerim şiirimde ben acıyı duydum. 'kalın hisardan bir taş örtü üşümesin diye çekiliyken İstanbul'a satmışım anasını böyle paltonun kış tepelerden sızı yağdırır aklımda sadece sıcak bir yer sevgilim sen mesela' ... Şair o doğa ve kültürel güzellikler dalmış ve istanbul kadar istanbul'u istan bul yapan insana yazmış şiirini; ama geride kalan unutulmaz tatlarla renklenmiş şiiri. Böylece İstanbul bir şiir daha eklemiş şiir hanesine tebrikler Eylül hanım.