Kadınlar Ve Günleri
//bir//
anneler günü..
ah anam, canım anam,
sensin benim birtanem,
çiçekçiye bayram..
//iki//
sevgililer günü..
günah çıkarma ayini,
çiçekler...öpücükler...
içtenliksiz gülücükler...
parfüm
ve
kırmızı don satışında patlama..
//dünya kadınlar günü//
sınır yoktur zırvada,
riyakarlık zirvede,
iki nutuk
bir tören,
bir adım öne çıksın asıl sorunu gören..
//dört//
ve yılın
geriye kalan
üç yüz bilmem kaç günü...
talibanda burka,
türbanda ayet,
bekarette cinayet,
kavgada bedel,
barışta berdel,
afrikada sünnet, (1)
pakistanda cinnet,
zahmet,
zulüm,
cefa,
mihnet,
eziyet,
taciz,
tecavüz,
şiddet.....
dinde mehir
iranda muta, (2)
arapta recm,
varsılda metres,
yoksulda kuma,
şehirde çeyiz,
köyde başlık....
vesselam kadın olmak
böyle birşey kardeşlik..
//beş....ve söz kadında//
daha dün
alınıp satılırken esir pazarlarında,
bugün fiatım sorulur
modern kaldırımlarda..
satanın insafına bağışlanmıştır hürriyetim,
ve çoklukla
bebemi
beslemek içindir
kan revan içinde bekleyen etim..
evet...ben bir kadınım,
ve senin ilk adınım..
ekmeğime kan döküp de bölenim..
karadenizde fındığa,
trakyada tütüne,
egede zeytine,
çukurovada pamuğa
giderken
evimin ekmeği ve erimin tütünü uğruna,
yirmişer/otuzar ölenim
kağnı irisi kamyon kasalarında
kaderimin son hançerini
saplayıp da bağrıma..
ben hazırlarım da
kazancınız için gereken her şeyi,
kazancınızdan çalan
kaşık düşmanı görürsünüz beni..
eksik etek
koyarsınız adımı
hiç utanmadan..
oysa
o
fazlalığınızdır
sizi de benim gözümde eksik etek yapan..
pek seversiniz de
sizin için
saçımı süpürge edişimi..
görmez,
duymaz,
anlamazsınız yüreğimi...
ve
kafamın içini..
sindirirsiniz kişiliğimi,
bastırırsınız dişiliğimi,
ve
alnımın teriyle
dönderir durursunuz
bu sömürü çarkının en aşağılığını...
sırtıma sopayı,
karnıma sıpayı
layık görürsünüz de,
göremez
anlayamazsınız
o sıpanın babasının
payınıza düşen adını..
kendinize namus,
bana namussuzluk sayarsınız iki damla kanımı..
ve doğuştan kazanılmış
ilahi hakkınızmış gibi
alırsınız canımı..
eeey bu günü
onur günümmüş gibi bağışlayan
büyük insanlık..
evet.....ben bir kadınım,
ve
senin
ilk adınım..
doğuran ben,
büyüten ben,
çalışan ben,
üreten ben,
peki neden....emekte ben yemekte sen...
ve peki neden
sahiplenen sen,
paylaştıran sen,
yönetimde sen,
denetimde sen...sen..sen..sen...
eeeyy gidi büyük insanlık ey...
kadınlar günü mü diyorsun..
teşekkürler...lutfediyorsun..
çek
şu
riyakar kalemini
kaderimden..
yeter artık,
biraz da ben bineyim,
iniver üzerimden..
yüreğine kalemine sağlık abim
yüreğin var olsun
👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍
Yürekten alkışlıyorum. Biz kadınlar adına, gerçekleri böylesine yalın bir dille, böylesine vurucu bir şeklde anlatan dizeleri bir erkeğin kaleme alması ayrıca anlamlı. Kutluyorum Mehmet Şeref Bey, ve bir kadın olarak size en içten teşekkürlerimi sunuyorum.
günün anlam önemine uygun güzel şiirdi eline yüreğine sağlık usta
..üstad teşekkür ederim..aslında görüşler bellidir..ben 'sivil' olmak ve sivil düşünmek üzere yönlendirmek istedim konuyu..devlet bakışının dışına çıkabilmeyi denemek gerek bir kez olsun ama..herkes masum bu topraklarda demem ondandır 5-6 yaşlarında andlarla yıkanan beyinler 70 in de de kavramlar üzerine devletin yüklediğinin dışına çıkması mümkün olamaz somut örneği 'demokratik' 'laik' kavramıdır..sosyal bir hukuk devleti olmasını geçtim zaten..dağılır konu..kurucu t.c halk partisine kadar..altı okta demokrasi yoktur mesela..haçla giremeyen öğrenci laiklik mevzuu sanırım türkiye de laikliğin olduğunu iddia edecek tek bir yurttaş yoktur diyanet kurumu bağlamında..sünni yapılanmada..diğer inançların yok sayıldığı..çok şey var söylenecek ama cumhuriyet gömleğinin ilk düğmesi yanlış iliklendiğinden devamı devenin neresi eğri misali...
çetin örnek ağabeyime... haklı yönleriniz elbette var,, atatürkün devrimci kişiligini bir tarafa bırakıp putlaştıranlar ve hatta adının bir zamanlar "beton kemal" diye anılmasına neden olanlar hüküm sürdü bu ülkede,, ancak şu bir gerçek ki, türk kadını batı demokrasilerinin birçoğundan önce seçme ve seçilme hakkına kavuşmuş,, tanıklıkta iki kadın bir erkek komedisine de yine o zaman son verilmiştir... merve kavakçıya gelince,, türbanına söz etmek kimsenin haddi değildir, ancak, o türban giysi olmaktan çıkıp atatürke ve onun meclisine meydan okuma aracı haline getiriliyorsa orada düşünmek gerekir, ki onun yaptığı da buydu, üstelik kendi iradesi ile de değil uzaktan kumanda ile... evinde, çarşıda, pazarda türban takana kim ne demiş bu ülkede.... ya da SEN ORUÇ TUTUYORSUN diye kim öldürülmüş,,, ya da kim İLLA Kİ İÇKİ KULLAN diye zorlanmış... ama bunların hepsinin tersi yaşanıyor,,, bakın ben almanyada yaşıyorum ve bir üniversite öğrencisinin boynuna haç şeklinde kolye takıp derse girmesine izin verilmez dinsel bir simgedir ve baskı unsurudur diye... sayğımla ağabeyim.