Karakalem İzleri / Eyvahlar Bana Kalsın
ben aslı öyle ya da böyle severken yazmayı
kendi yatağında nevrozlara bıraktım karakalemimi
ecdadımın borderinde temize çekik ak kâğıtlar
bu hudutta enli ceplerinde ömrümün didiklenmiş yanları
algılarla sabahtan akşama ''aman''sızlanmasın
vazgeçtim yarından
görmezliğimin kepazeliğidir tabiatın anotomisi
nasılsa kendi bacağımdan asılacakmışım
günaşırı değiştiriyorum makyajımı
ve şamana teslim asaletim
belki tanrı için devrik cümleyim
ne demeli bezdirene gün/ah
bütün ilgimi el yazması şiirlere çektim
açıkça uygun frekansta şiir budalasıyım
dolup taşan ardımda ağlayan tabula rasa
kim bilir kurtulur duygu durumum
oysa yıldızlı semalara
kahırsız şarkı ısmarlamayı ne çok severdim
...
hey akşamcı
kendi halimizin dilsizi
neredesin?
severken yazmayı
kılinisyene göre eserlerle içsel bağ kuruyormuşum
bütün şiirlerde kendimden bir şeyler var aslında
anlamıyorlar halihazırda vizyondaki akıl oyunları
yaratılmışlıktan yana yakıla
aykırılık
uyuşmazlık
her şey doğal sonuç artık
içimi dökemem
...
akşamcı kur masayı kulaktan yüreğe
kerahate düşecek tavrına yandığım alaca vakit
aslı geçmişin tabutunu taşı anlamıyla varken
yaza yaza yol açacaktım
artık litaretürümde vakit ödünlü ince hastalık
severken yazmayı bıraktım yatağında kalemim
yüzümü aşındıran bir çok hikaye özdeşim
beti benzer
yas bir yerde
kafası karışık
eserleri aynı
günlük bir tip şizofreniklik vakası
...
ah akşamcı
ne güzel kültürün
ellerinde bağda bulunan maya
üzüm kabuğu ellerin
hayranım
peki
velev ki ölümüne içtim...
''sus'' dedi gözümün bebeği
bu yüzden ket vurdum elime dilime
yoksa seviyorum ince ince yazmayı
gözler önünde bir kul cehennem ateşinde
sözler var azapta yalın
kuşandım
körü
sağırı
dilsizi
ve yazarken
fenanın iyisi sayarken kendimi
vazgeçtim kendimden
incinmişlikten
epeydir kendi sürecinde tükenmiş güncelerim
köreltmezdim de
cümle alemin delisi olacak kalemim
vazgeçtim sanata denk düşen eserlilikten
kalemim piminde asılı
...
kır testiyi akşamcı
beni bir tek sen anlarsın
kulağımda hep o aynı şarkı
-ah bir ateş ver
yansın tütünüme sardıklarım
-eyvahlar bana kalsın...
Şiirimi seslendiren Sayın Demir Mutlugil'e sonsuz teşekkürlerimle
hey akşamcı kendi halimizin dilsizi neredesin...
severken yazmayı kılinisyene göre eserlerle içsel bağ kuruyormuşum bütün şiirlerde kendimden bir şeyler var aslında anlamıyorlar halihazırda vizyondaki akıl oyunları yaratılmışlığımın dairiyim aykırılık uyuşmazlık her şey doğal sonuç artık içimi dökemem ... akşamcı kur masayı kerahate düşecek tavrına yandığım alaca vakit...
aslı geçmişin tabutunu taşı taşı
MUHTEŞEMDİ TEK KELİMEYLE YORUMSUZZ KEYİFLE DEFALARCA OKUMAK DAHA GÜZEL OLACAK SANIRIM SEVGİ VE MUHABBETLE DOST
''sus'' dedi gözümün bebeği bu yüzden ket vurdum elime dilime yoksa seviyorum ince ince yazmayı gözlerimin önünde bir kulu cehennem ateşinde yalın sözler var azapta kuşandım körü sağırı dilsizi ve yazarken fenanın iyisi sayarken kendimi vazgeçtim kendimden incinmişlikten tükenmiş güncelerim epeydir kendi sürecinde köreltmezdim de cümle alemin delisi olacak kalemim vazgeçtim sanata denk düşen eserlilikten kalemim piminde asılı...
bende sus oldum bu güzel eserin karşısında lal kesildi dillerim
şiir tadında şiir okuttun yine bizlere vesselam .
kutlarım Aslım ellerin dert görmesin sevgiler.
aslının aslıdır👍 😙😙😙😙
yine döküldüm şiire👍👍👍
muhteşemsin....
tebriklerim sizindir 👍👍👍👍👍kutlarım aslı hanım
Sepkinn yeşil diye allayıp pulladın he 🙂
Sağolasın...