Köyüm

Düşünsene kırk yalağın yanında
Üzerimizde bulut , altımızda çayır çimen ..
Kocataş'a doğru
Islak otların üstüne yayıldın mı he babam
Sultan Süleyman'ı sen olmaz mısın
Şu üç kuruşluk dünyanın?

Bir türküdür memleket
Hasret çektiğimiz
Ve bizimkisi
Bir ayrılık hikayesidir ki
Yıllardır anlatılır kerpiç evimizde
Kayanak karşısında ..Kocataşın eteklerinde...

Bir sevda öyküsü kadar
İçerden yaşamaktır hayatı orda olmak..

Orda olmak.. orda

Seher yeli eserken ,
Çimenlerin koynunda olmak..

Ayağına dikenlerin batacağı bir dere kenarında..
Orda olmak... orda
Lamburlu derede , ıhlamır toplamak...
Orda olmak ..orda.
Kürenli derede kızılcık toplamak..

Ananın ak sütünü emdiğin..
Kaderinin yazıldığı o toprakta olmak..

Eğer orda olursan...
Bir baltan olsun..
Bir tırpanın..
Bir oltu tesbihin...
Bir çakın...
Bir şişe ayranın ..
Bir torban..
Bir çift yün çorabın..
Bir çift forson pabucun..

İki elin ve iki ayağın
Dik durup boyun eğmeyeceğin ,
Buğday başaklarını sevebileceğin ,
Hayatı sezebileceğin..bir enginliğin..olsun

Ben de gittiğimde köyüme
Kerpiçten evimizde
Yattığım bir gece
rüyamda
Beni alıp götürseler..
Vardar ovasına...
Drama köprüsüne....
Tuna boylarına
Yani Balkanlara...

Hatip Dede'nin
Savaştığı cephelere..

Dedelerimin göç ederken
Çektikleri çileleri gösterseler....



Hıdırellezde gençler toplansalar..
?Gez gidelim Pomaklara
Gez gidelim çıtaklara? diye yine oynasalar..

Daha sonra
?Alişimin kaşları kare? türküsünü mırıldansalar..
Bir düş gibi..
Bir düş gibi.....