Lacivert Gözlüm
seni tanıdığımda ben
lacivert gözlüm,
gözüm,
toprak ağası baban
kaldırıp pamuk yatağının düş sıcağından
barut kokulu elleriyle,
sürmemişti
üç dağ ardına,
sakalı pas kokulu
dedenden yaşlı adamın koynuna seni...
çiçek vebası illeti
üç bacını
bir de gözünü alıp
inmemişti karanlığıyla
ömrünün orta yerine,
topal kuman
döşüne kamasını vurmamıştı daha...
seni tanıdığımda ben
sen cennet güzeli,
kışı cehennem iller ardına atılmamıştın
unutulmamıştın,
tomurcuktun
dalında kalaydın...
lacivert gözlüm,
gözüm,
diyemem adını,
ölümünden önce de nasıl lacivertti gökyüzü,
aldığımda haberini
kaybetmiştim kendimi,
o an devrilip
alnım değip taşa
çatlamıştı
yarılmıştı
dalından düşen bir yemiş gibi,
yerin yurdun terkedilmemişti daha
hacze gitmemişti evin barkın,
koy gitsin hepsini
mezarında lacivet çiçekler açsın
aydınlık olsun dört bir yanın...
sandıkta yazman eskidi
hani nerede telin duvağın,
kaç bahar geçti
koynunda toprağın,
yanağımda hasret öpücüğü ıslaklığın
öpeydin gene,
lacivert gözlüm,
gözüm...
seven yürek her dem har....😙 acıttı be şair😥😥😥
tebrikler şair yüreğin için👍👍👍