Lal Gece Raşe

Eski masallarda kaçınılmaz sonların yitik öyküsü
Kırılmış harflerde lav izi kurşuna çözünen su
Her asır kendini tekrarlayan ateşin kızıl güncesi
Fosillere yüzünü veren aynalar düşe kurulan sis
Anka bildiğimiz kül işte, Monaliza ağlarken dirilen



Anlamlı bir öpüşle dudaklarda ıslananan hatırat
Aşkı ruhuna doldururken kanayan parmak izleri
Faili fiile gömülmüş cesete ne çok gülmüştün
Düş mavi diyordun, ben kaçak bir fotoğraftım gecende
Uyandım acının lacıvert ağrısında, seni öldürmüştüm



Oradaydım
Üç kuş ölmüştü o kentte dönüp bakmadın
Uzundu gecenin düşe yatan yörüngesi' dehlizi gün
Adını son kez sustum bir daha konuşmadım
Zaman bir ağacın rüzgarıydı, bir dağın militan oğlu
Bir parça bulutla çizilmişti yüzün yağmura benziyordun



Kapattım resmini çürük bir zaman özlemine
Kırılmış sesleri kör ettim / kör bir penguen ağladı
Ayaklarımı bağlayıp attım cehennemin dibine
Sırat altı derinliğinde putlara gülümseyen kül
Kutsal bir türbe oldu, ateş hırsızı söylencesine



Sıcak bir çocuk eli öptüğün/ Güzdüm eylül
Karınca ağzında yağmur emzirdin siyahın beyaz hükmünde
Dokunulmuştur ve öldürülmüştür saydam kozamda düşüm
Sınanmıştır hep, adın kuzeyine yazılmıştır gecelerin
Silinmiştir gamzelerinde Okyanuslar devrik bir gülümseme de
Yazısız geçilmiştir aşkın güncesi postral bir şiirde
Unutulmuştur suyun yüzüme çizdiği son masal
Hatırladım evet hatırladım,sen öldürmüştün o şehirdeki bütün kuşları...






CÇ_

10 Eylül 2012 197 şiiri var.
Beğenenler (9)

Henüz beğenen olmamış...

Yorumlar (12)
  • 11 yıl önce

    sizi okuduktan sonra şiirlerimden nefret ediyorum.utanıyorum şiir yazıyorum demekten.

    Bunu sitem olsun diye değil ama gerçek ...siz ustasınız siz üstadsınız. sizden ne çok öğreneceğim var.iyi ki varsınız sn.ustam.

    kıyısız saygımla.

  • 11 yıl önce

    her zamankı gıbı ustaca...muhteşem bir eser dostum tebrık edıyorum