Manav
Her köşede
Ve en caddede
Her kasım ayında
Ne büyük değişimler yaşar
O güzelim manavlar
Üzümler, kavunlar, karpuzlar
Vişne, kiraz, erik, şeftali, kaysılar
Çiçeği burnunda domates ve hıyarlar
Bir tiyatro salonunda gibi
Giderek yükselen hafif eğimli
Yerleri muhkem koltuklarında figüranlıklarını
Kış meyveleri ve sebzelerine bırakırlar
Baharı anımsatan papatya çiçeği
Kışı müjdeleyen kar gibi karnabahar
Güzelliğiyle gözlerimizi okşar
Pırasa; Görkemli zarif
Pardösüsüne sarınmış
Gelinlik kız gibi bekler tezgahta
Marul direnir soğuğa
Mavi önlüklü manavın
Elleriyle serptiği suyla ağlamaklı
Ispanağı kış vurmadıysa
Yarına kalabilir belki
Kökündeki toprağına tutuna tutuna
Havucun yüzü kızarır durur
Kardan adama yalancı burun
Takılacağım diye
Nar öyle yaldır yaldır yanar
Yarsan da baksan içini
Bin bir denesi var
Dokunsan eğer
Dudaklarında ve ellerinde
Mayhoş mayhoş kanar
Portakal, mandalina, greyfurt
Ağzını sulandırır
Manavın tattırdığı turfanda
Dilim dilim özlemlerini yutturur
Göbekli lahanalar
Sarımsaklı sarımsaklı
Turşuluğunu tutturur
Elma : Masalsı yar yanaklı güzelliğiyle
Her zaman göz kırpar
En yakın dost gibi durur
Hasta ziyaretlerine alınmak için
Turp sessiz sakin durur bir köşede
Alana da almayana da alınmaz
Dayanıklıdır ayazda da yanmaz
Üstünden kara kış geçse kokmaz
Ama kış sofrasından da
Hiç mi hiç eksik olmaz
Yazı kışı mı kaldı şimdi?
Manavları da zaten marketler yedi
Meyvelerin ve sebzelerin hepsini
Her mevsimde bulabilirsiniz
Zemheride yarinize gül de verebilirsiniz
Çünkü hepsi hormonlu
.................Sera malı
Ve genç genç ölen insanlarımız
Sanatçı aydınlarımız bile kanserli
Al işte bu günde kansere yenik düştü
Yine Karadenizli bir sanatçı
........................Erkan Ocaklı
Zamanında o Çernobil faciasında ki çayı
Radyasyonsuz diye yudumlayanlar
Ve o yok edilen güzel manavların
Bu kaybedilen canların hesabını.
Bir bir vermeliler.
16-11-08
Ne yaptın böyle dost şair? Şiirin başından ortalarına doğru indikçe insanın ağzı sulanıyor, vejeteryan olası geliyor :))
Ama şiirin sonlarına doğru insanın hevesi kursağında kalıyor. Manavın yerini alan markatler..., hormon-radyasyon vs... Güzel bir konu ilginç bir kurgu. Güzel bir şiir...
Bu güzel şiiri okuyunca Nazım Usta'nın yıllar önce yazdığı şu dizelerini hatırlayıverdim:
â??Stronsiyum 90 yağıyor Ete, süte, ota Umudunu çaldığımız büyük hasrete Ya ölü yıldızlara götüreceğiz hayatı Ya da dünyamıza yağacak ölümâ?
Nazım Usta, maalesef henüz ölü yıldızlara hayatı götüremedik, ama dünyamıza ölüm yağmaya devam ediyor...