Meçhul Yolcu-Aynı Yolculuk
__
Bazen;
İnsanın boğazına yapışır bu kent,
Asfaltta bilekleri boydan boya kesik,
Ne varsa yaşanmış zift olur,
Sarılır ayaklarına,
Bazen;
Suda boğulursun bir mürekkep balığı olsanda.
__
Ta tepesine vuruyordu güneş,
Alnı olmayan meçhul adamın,
Yol almaya çalışıyordu,
Bir tekerli renksiz bisikletiyle,
Fark etmiyordu;
Aynı dizelerde dolanıp durduğunu.
__
Sol yanağına düşüyordu sönük yıldız,
Gölgesi yitik meçhul kadının,
Koşmaya çabası vardı geceyi yaran,
Servilerin ve o kıskanç poyrazın arasından,
Bilmesede;
Aynı şarkının nakaratı olduğunu.
__
Ruhuna işliyordu yırtık tebessüm,
Düşleri aynaya yansımayan meçhul çocuğun,
Avazı çıktığı kadar söverek kaçmayı diliyordu,
Yanan kor kor çemberin içinden,
Anlamıyordu ya neyse;
Aynı şekilde başlayacak oyunların sonunu umduğunu.
__
Olmadı izin vermedi suretler,
Adam uğraştı yol alamadı,
Kadın koştu koştu tıkandı,
Çocuk mızıkıp durdu kaçamadı.
__
Tek kürekli bir kayıkta,
Bir akıntılı suda,
Buluştular,
Öyle boylu boyunca uzanıp,
Bulutlara bakarak;
Adam;
Yani şimdi ben öldüm mü diye düşündü...
Kadın;
Yani şimdi biz öldük mü diye düşündü...
Çocuk;
Acaba ne zaman geleceğiz diye düşündü...
bu hikaye tadında yazarsan bir de arayı uzatmasan sıksık takılacağımız bir köşemiz olur arkadaşım
tebrikleri daha önceki şiirlerinde harcadık bu yüzden takdirlere başladım Metinnnnnnn.
kutlarım sevgimle kal.
Kutlarım sayın Çalışkan.
metin bir efsun dolanıyor mısralarında düşündüren pekiştiren mısralarına tebriklerimle...
asfalt üstü can çekişen yokoluşların sesiydi ezdi geçti yüreği..
sevgimle ...