Na Yapayım ?...dost
Görüyorum son zamanlarda borsalarda dibe vurdu aşkımız,
Çok üzgünüm sevdiğim bu olanlardan her ikimiz de şaşkınız.
Senin için gecenin karanlığına yedi katlı şal öreceğim,
Aşkımızı yer gök arasındaki aralığa hapsedeceğim.
Herkes kendi zamanını seçer bulunduğu an aralığından,
Bari bana el sallayarak git gecenin koyu karanlığından.
Sana aşk-ı muhabbet etmeyi sunarken deli gönlüm,
Dostlar meclisinde,kırk kere,yaradan aşkına, semahta döndüm.
Aşkın gönül dağlarını yıkarak geleceğim senin ülkene,
Darbeler yapacağız seninle aşkımızın gönül ülkesinde,
Bir ülke ki Misk-ü amber şarapları akacaktır ırmaklarından,
Bütün dostlar kana kana içeçek misk-ü amber-i şarabından.
Yaradan Baki ne vermişse bizlere gönül ambarımızdan,
Kadehlere doldurup içelim bade gönlümüzün hesabından.
Enel hak deyip kaldıracağız ruhlardaki derin uykuları,
Gönlümüzden kanlı yaşlar akıtıp yıkacağız karanlıkları.
Ey dost !Bırakın gönüllerimize dolsun bu aşkın muabbeti,
Dostların ülkesinde dostlarla beraber bulalım selameti.
Senin için Musa gibi karşı dağları yıkarak geldim kapına,
Ne olur? Aşkın deryasından badeleri kendi elinle sun bana.
Aşkın deryasından badeleri kana kana içmeye hazırdır bu yürek,
İçimizde yanan aşkı deryalardaki sular mı söndürecek?
Sen nereden bileceksin bu canın seni ne kadar sevdiğini?
Yıldızlar kadar uzak yerlerden ağlayarak kapına geldiğimi.
Belki kendini atacaksın yanlızlığın kaçak duygularına,
Ne diyebilirsin bana sevdiğim, aşkımın gönül yorgunluğuna.
Buğulu gözlerinden akacak ömrünce biriktirdiğin yaşlar,
Dillerimiz lal olacask dökülecek gözlerimizden ağulu yaşlar.
Mevlana olup da mı kapıları kırarak gireyim yapına,
Yunus olup da mı ağlayarak varayım dostun aşk kapısına.
Ne yapayım ?....Dost.
Hüseyin Turan/İstanbul
Aşk bu işte sevgiliye karşılıksız teslimiyyet. Ödül de, ceza da baş üstüne. Ne gelecekse yardan gelsin. Yar eliyle gelsin. Kim varsa arada gayrıdır artık. Kutluyorum. Nicelerine...