Nasıl Bilirdiniz
Bir gün daha gömerken
Kurşun renkli zamana
Bir tel daha koptu saçından,gri
Ve
Üflerken poyraza arta kalan nefesi
Ölü çiçek tozları uçtu kelebeklere
Çığlık yutup
Histerik şarkıların peşine
Bülbülü öldü şehrin
Demir prangaya son kez tükürüp,sevişirken
Sustu çınar ağacının gölgesi
Yılan yuvalarına saklandı
O şiir
Şairini gömerken
Kadife desenli toprağa
Son mısraydı
Aşka dair
Masal
Çocuk yalanları çıktı
Kurak yılan yuvalarından
Papatyaları ezerken sürüngenler
Adsız türküler doğdu şafağı titreten
Önce dudaklar büzüştü
Sonra ıslık
Tene kuşanan ihanetin
Kızıl çelik yeleğin ardına saklandı
Günün batan akslarını vururken göğsüne
Kurşunlandı
Kuş katillerinin
Tetiğine tüneyen barut kokusuyla
Öldü
Fasılalarla şehir
Yıldızdan saklanıp
O yıldız dün kaydı
İsimsiz bir cesedin ardına düşüp
Kıyamet türküleriyle
Pabucu yarım çocuk
Usulsüz bir makamın uyduruk bemolleriyle küçültürken hayatı
Gün doğumlarına secde etti
Yarım kesip saba makamı ezanı.
Şehrin softaları birikti
Cami avlularına
Ve şiire bölündü musalla
İsimsiz bir şairin vedası düşerken siyah cübbeli bir dudağa
Nasıl bilirdiniz
İyi!
O zaman Fatiha
Ölü ozanlarının ardından
Üç kulhuvallah ...
Bir gün daha gömerken
Kurşun renkli zamana
Bir tel daha koptu saçından,gri...
Gün olup, biter ömür İyi bilirdik denebilirse ardımızdan Ne mutlu bize..
Şaire ve şiire saygıyla