Öğretmenim

Duydum ki
Rengarenk çiçeklerle
Ve en kötüsü
Kuru kalabalık laflarla
Yirmi dört kasımda da
Sizleri kutluyorlar
............. Öğrencileriniz
Ve evinizi başınıza yıkanları
Vurguncuyu, soyguncuyu
Sanata tükürüp
Sanatçı aydınları yakanları
Düşünceyi zincire vuranları
.............Kayırıp kollayanları
Sizler okutup eğitmediniz mi?
Diyorum ki
Acaba suçun büyüğü
......................... Sizde mi ne?

Biz Anadolu çocukları
Bir çiçek dâhi koparmayız
Kıyamayız da aslında
.................Hiçbir canlıya
O çiçeklerin
Bir gönül alabileceğini de
Hesap eyleyemeyiz
.......................Belki de
Ama
Aç karnına yalın ayak
Bekleriz yolunuzu
Karlar altında
Buzlar üstünde
Sümüklü burunlarımız
Siline siline kolçaklarımıza

Ve utançla
Yavaştân yavaştan uzanır
O koynumuzda kalmış
Buz kesmiş
Keven dikenli
Tezek kokulu
.................. Ellerimiz
Ve ne üşümüşlüğümüzü
............ Duyumsarız
Nede aklımızda kalır
................Açlığımız
O nazik ve pak ellerinizle
Tokalaşabildiğimiz an ise
Gönüllerimizde yürekten
Çapaklı gözlerimizden
Sevinç göz yaşlarımız
........... Öğretmenimize
Bir ömür
Kul köle oluşumuzun
................. İbaresidir!
Diyorum ki
Bilmiyor musunuz nedir
Seveni
............ Sevmeyeni
Yani; O özel okullara özenerek
Her sistem değişikliğine
Çoğunlukta kısmınız
Göz yummasaydınız
Bakkal defterinde isminiz
Yamalıklı yamalıklı takımınızla
Diplomasız ev sahibiniz
Mafya babasınca
Açlar sınıfındanmışsınız gibi
...................... Haince
Yaka paça dışarı edilmez
Ve o şatafatlı caddeleri
Korkak mı korkak
.......Korsanca ürkerek
...............Geçmezdiniz.
De gel... gel
..............Beri gel
....................... Geç
Şu okutamadığınız
.................... Okutulmamış
Simitçi çocukların
Çok olduğu
.................. Aşağılandığı
Adı konmamış, o loş sokakları
Hâla başın dik
Ve göğsünü kabartarak yürü
Onlardan birisiymişsin gibi
Yarım bir simit eşliğinde
.........Yudumla
.....................Ak ayranı beleşten
Üstü başı dökük bir simitçinin
Hüsran dolu bakışları
.................Korkutmasın sizi
Sizin ezikliğiniz
Onlarında masum yüreğini dağlıyor
.................Çaresizlik içinde
Elleri boş
.............Kafaları boş
Diyorum ki
...Ve biliyoruz
..............Ve biliyorsunuz ki
Ahlâkın ve eğitimin anahtarı
.......Hâla ellerinizde
................Öğretmenim
.....................Yetmez mi yetmez mi
26 Kasım 95

Bütün öğretmenlerimizin, öğretmenler gününü içtenlikle kutlarım.

24 Kasım 2010 67 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar (10)
  • 14 yıl önce

    Biz Anadolu çocukları Bir çiçek dâhi koparmayız Kıyamayız da aslında .................Hiçbir canlıya O çiçeklerin Bir gönül alabileceğini de Hesap eyleyemeyiz .......................Belki de Ama Aç karnına yalın ayak Bekleriz yolunuzu Karlar altında Buzlar üstünde Sümüklü burunlarımız Siline siline kolçaklarımıza


    Bir emeğin,bir yüreğin sesiydi her bir dize.Yaşımız kemale ersede onlardan birinin sesini duyduğumuzda hala o kızarmış burunlu,derse yetişmek için koşarken silgisini kaybetmiş mahçup bir edayla kapıyı çalan bir çocuk oluyoruz... O güzel günde o değerli insanları unutmayan yüreğinizi kutluyorum.

  • 14 yıl önce

    İncisi gerdanında satırlar kutlarım içtenlikle.

    Saygılarımla.

  • 14 yıl önce

    Evet dost şiirinde bi çok şey gördüm çocukluk anılarımdan ne çok şey vardı,sonra babam geldi aklıma ve bir film şeridi gibi geçti koskocaman bir mazi gözler önünden...Öğretmen demek, aydan aya maaşını alıp emekliliğinin dolmasını beklemek değildir, Öğretmen demek tayin edildiği yörede okula gidip gelmek değildir,Öğretmen demek uzunca tatilini yaz boyunca tadını çıkarmak demek değildir....İşte bunlar geçti gözümün önünden, bende bir öğretmen çocuğuyum ve benim doğduğum köy dağlık ormanlık bir köymüş ,hiç gedemedim hala merak eder dururum ama bazen otabüs garlarında karşılaşırdık o köyün insanlarıyla ve yıllar geçmesine rağmen babamın önüğnde hala saygıyla eğildiklerini gördüm, elini öpmek isteyenler gördüm,yani demeye çalıştığım şu, Babam da az önce ki saydıklarım gibi sadece maaşını almak için, bir an önce emekli olmak için yapsaydı bu görevini, kaç kişi önünde saygıyla eğilirdi,yıllar sonra bile,O anlatmazdı,karşılaştıkça köylülerden duyardık, hocam; Suyumuz yoktu ilk suyu getiren sen oldun köyümüze, yolumuz yoktu ilk yolu açtıran sen oldun bize, biz seni nasıl unuturuz,işte yıllar sonra kendinizden övgüyle söz ettirebilmek bu bir öğretmen için çok şey...Tebrikler dost saygıyla...

  • 👍👍👍👍👍👍gene bam telimizi vurdun ustaca.

  • 14 yıl önce

    ne söylesek nasıl söylesek az gelir👍kutsallığına

    öğretmenliğin👍kutlarım üstad