Ölü Kelebeklerin Bahçesinde

//

Silik temaslarla dolaşıp duruyordum başı boş,
Ölü kelebeklerin bahçesin-
De/lilik halleri birinci perdesini oynuyordu.

//

Yıkık söğütlerin dallarını bağırtıyordum avaz avaz,
Bir kelebeğe rastladım bakmaya içim el verme-
Diğerlerine benzemiyordu o,
Yoktu kanatları.

Sordum
Cevapladı.

'Uçmaya bu denli küsülür mü,nerede kanatların?'

-Kanatlarımı cellatlar aldı,
...
Yalana gerek yok aslında,
Kanatlarım hiç olmadı.-

Gece yarısına aldırmadan suratıma vuran,düşündüm.

' Sevmedin mi hiç sen?'

Tebessüm etti kelebek,
Acı acı,bir yağlı boya tablosu gi-
Birkaç kent öteye baktı usulca.

-Azizim olmadı ne yazık vaktim,
E nede olsa dün gece doğdum,
Birazdan öleceğim.-

İkinci bir kelebek daha çekti soru işaretlerimi.

Kanatları prangalı,
Başının üstü deniz/denizde bir dülger balığı.

Sordum,
Cevapladı.

'Özgürlük en vazgeçilmez mührün iken,
Kim seni tutsak etmeye kalktı,
Ya başının üstündeki deniz,
Nedir o dülger balığının çalımı,cakası.'

Kalktı doğruldu,sesim derin bir histeri krizinden,
Çıkarmış olmalıydı onu,gerisin geriye,
Realiz-
Merakım iyiden iyiye artıyordu.

-Sanık,tanık,hakim hepsi benim,
Kararı verende,suçta suçluda,
Bir balık olmayı istedim şöyle allı pullu,
Mavi renkli kanatlarımla yetinmedim,
Siyaha döndü onlarda,
Dülger balığı ise eğleniyor sade-
Cezam suçum yanında hafif bile.-

İntihara hazırdım o an atacaktım kendimi gök yüzünden.

Bir iki dize tükürmeye başlayacaktım ya belirsizliğe,
Kafama bir soru daha takıldı,
Peki ben kelebekleri/ölü kelebekler bahçesini,
Nasıl ruhuma katıp,dillerini anladım?

...