Sabıkalı Gurur

Utangaç ve korkakça
yanaklarına süzülen damlayım ben
çoğaldıkça yüzünde
pişmanlık akarım
ve gurur kaplı,dört duvarımdan
can çekişen ruhuma
uygun bir mezar kazarım

zübbe aşkları
gereksiz telaşları
gönderirken kapısından
leylak leylak morlaşan,yüreğim
dört heceye yasaklı
dar bir kolidorla,kaplı sanki etim
mühür vurulu dilim
ve içimde,hep itiraflar saklı

her ikindi vakti
camına düşen
güneşin gölgesiyim
çekme perdeni!
seni dağların,tepelerin
ardından seyredeyim
bazen geceleri yastığına
ılık ılık damlarım
arada bir dokun
hissedeceksin sıcaklığımı
çevir diğer yüzünü de
bak nasıl her gece kurudum

bazen kahvaltı masandaki
dar ağızlı vazonda
kokulu bir karanfilim
eline değmeyen
göğsüne sinmeyen
ama yumuşak ve incitmeyen

umutlarımın ardındaki gerçek düşsün sen belkide
yağmura hasret
sevgiye gebe,kalan yüreğimde
lakin bu çocuk hiç doğmayacak
içimdeki sevgileri katlediyor,bu katil gurur
ne zaman gerçeğe dönüştürmek istesem seni
isteğimi buharlaştırıp,uçurur


yakınken uzak
sanki tuzak
yasak
bu gururu kovsak
lakin zor
içimdeki bitmez kor
bir ömür yanacak,alev alev,susuz

ve bir düşü daha kovarım
şans veren ömrümden
şimdi bir ömür sabıkalyım,sakın unutma
şu aptal gurur yüzünden